bugün tükettim
mürekkebi
yine de
murekkebim
sözüne kanmadım
Kalemim
bir yarayı kanatmak istemezcesine
çizmiyor kağıtları
oysa
söylemek istediklerim
çıldırasıya kemiriyor beynimi
Gereği düşünülen idam kararımsın
seyre doymayan insafsız
dikeni zehirli sözlerin
yerli yersiz susuşlarından anlamsız
ömür defterimdeki kara yazısın
türkülerin dilindeki hayırsız
Hep aynı yüzüne bakmaktan usanmadığım,
Ay gibisin.
Nedir her gece göğümde yükselmenin sebebi?
Senin niyetin aydınlatmak mı içimi?
Yoksa
Karanlık yüzünde kaybetmek mi beni?
Güz vaktinde ağaçlara benzer dostlar
döküldükçe yaprakları
soyunurlar
soğuk gecelerde
üşüdüğüm türkülere
gün gelirde ısınmazsa zemherim
Sönmeyecek susuzluğum hiçbir zaman,
Harlamışım onu aşkın gareziyle,
Tek sözüm kalmadı kurumuş dudaklarıma,
Bir yudum susuzluğum kara toprağa.
Gelecekmiş gibi belkenmemiş yağmur,
Yağmadan denizin üstüne,
israfın günah
düşlerimde
tüketilmen bile
yasak
kısa yazılmış öyküme
suretini bırak
Aşk sahnesinin figüranı olan zaman mesaisini tamamladı,
bir gün terk etmeliydi elbet
son tiradını beklemeden hayatı
son deminde bulanmışım
çıkmaz yağırnımdan bu nefret
hep münasip zamanlarda kanmışım
Bir ben kalmışım sanki
gemilerden sallanan mendillerin toplayıcısı
bizden sevgili olmaz derdi
güzel dostum
bizden sevgili olmaz!
yaralara merhem olur
güzel çalımın kime
kırk güle eş misin
nefesinle zemheri bite
arş-ı alaya denk misin
karışırsın derya içine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!