Bir güle bakardım boy verirdi anılar
Bin bir gecenin içinde bir gün büyürdü
Taflan kokardı soluğum susmadan önce
Sarsmadan dokunurdum acıya
En uzun kelimeydi ‘ah’, hüzünden bile
Bir işaret ver göğünden
Sanki elinmiş gibi
Yağmur okşarken saçlarımı
Suskun elemlerden kurtar beni
Büyüt yüreğimi aykırı sorgularda
Çatlayacak bir tohuma bırak sancılarımı
Çözsem geceyi akkor örgülerinden
İçe yağarken sızmayan bir sızıyken yara
Yağmur, ıhlamur kokulu bir ayrılıktır
Avuçlarımdan su gibi sesin akarken
Sığmaz oluyorsun ansız infazlara
Yıldızlara gökyüzü yapsam gözlerinden
Yasını tutan bir anne kadar ıssız
Sular seni çağırıyor tılsımlı kapısından
İnce ve narin yağmurları andırıyor yüzün
Bir Endülüs esintisi ilişiyor kalbinin yaprağına
Dervişlerin heybesinde biriken akşamla
Sonbahar sürülen sesinden damlıyor sızın
Toplamayı unuttuk
Kalbimizden dökülenleri
Bir kaç mahcup kelime
Kırık dökük bir cümle belki
Saçılan ayakucuna
Çocukluğumuzun bilyeleri gibi
Susunca safran acıları çoğalıyor
Hüzün yüzlü denizin çocuklarının
Saklı bir bahçede örüyorlar umutlarını
Vaktin yamalarını sarınıyor kalbim
Yorgun gecekonduların bacalarında
Aynalar susan bir dervişe dönüşüyor
Sözleri var ipekten bir yağmur
Süzülünce parmak uçlarından
En ağır konuğu ağaran dağların
Kuşlar ki karanlığına sığınır
Göğerir bağrında rüyaların
Ben senin sırrını
Kör kuyulara bile söylemedim
Şiirler şehirlere şahit oldu da
Ben seni hiçbir dizeye ekleyemedim
Kaç kez denedim bir bilsen
Sığmadın yine de tek bir mısraya
Hiçbir karşılığın kalmadı
Şiir kitaplarında
Sönmüş bir yanardağ diye
Geçiyor adın
Usulca sokul kendine
Kır kalemini kalbinin şakağında
Geçtim kan akan nehirleri
Recâ rengi bir gemi safrasında
Onardım dilimin yalpalarını
Kalbinin yankıyan havzasında
Yıkayıp irin kaygılı vehimlerimi
Arındım kirinden bütün esrarın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!