Ay ana on ildi uzaklardayam
Elebil bir ömür sensizem ana
Heç ne istemirem bir kere gelem
Öpem ellerinden ay canım ana
Ay ana saçların dertten ağardı
Bir bahar gecesinde geldin aklıma
Boğuk ayak seslerimde dinledim seni
Lambalar uyudu sabah uyandı
Belki gelirsin diye bekledim seni
Yakıp yıkıp dağıtıp bu şehri güya
Ayazda tüterken ümitsizliğim
Belki gelirsin diye bekledim seni
Kıyamet kopsa gelirdim sana
Sende gelirsin diye bekledim seni
Yürüdüm yürüdüm yollar bitmedi
Geceleri hasret sarar bu şehri
Sessizlik sabahı ürkütür ansızın
Yollar sıhhatine doymadan uyanır
Rüzgar fısıldar kulağına ayrılığı yaprakların
Toprak erken yaşlanır ölümsüzlüğüyle
İnce bir bakışınla divaneye döndüm
Yandım Allah gülüşünle avareye döndüm
Ayı gördüm karşında sana secde ederken
Dondu dilim ağzımda biçareye döndüm
Naz etme ey canan her dem derdi niyaz et
Firuze belki de sen gitmeliydin
Sorgusuz sualsiz sen gitmeliydin
Boşuna uğradın boşuna geldin
Hemen git kapıyı çekme firuze
Bırakıp gidersen özlerim sandım
Gel artık be leyla neredesin sen
Sanki bin asırdır gitmiş gibisin
Bir bahar akşamı naz ile esen
Rüzgarın ruhuna sinmiş gibisin
Yoluma ilk çıkan yolcuya sorsam
Hasretin sancısı ağır gelince
Yanına gelip de görmek istedim
Ölümlü kalımlı dünyadır dedim
Gelip de elinden tutmak istedim
Belki de yollarda kalırım ama
Bir zamanlar meyhanede virane gezip
Aşk oduna tutuşan bir pervane idim
Ne zaman nefes alsaydım çıkıp diyarda
Meydanda aya, güneşe dürdane idim
Züleyha gibi güzele mestane olup
Belki kalsan yine yağmur yağardı
Demlenirdi çiçekler kendin bilirsin
Sen gideli burda dünyam karardı
Aydınlat öyle git kendin bilirsin
Sen yokken burası borandı kardı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!