Merhaba'da oturup,
Taze demlenmiş çayını yudumladığında güzeldir hayat,
Dosta merhaba dediğinde,
Çocuk gülüşünde güzeldir.
Derde tasaya merhaba diyebildiğinde güzeldir,
Hayat maskeli balo olmuş bütünüyle,
Gerçek yüzler görmeyi özlüyor insan.
Baksam da çevreme son bir ümitle,
Maskenin altında bir yenisi görmek;
Tam bir hüsran.
Ne zaman yalnızlık çökse üstüme çırılçıplak,
Efkârlansam ya da çatacak yer arasam.
Bir çocuk gülüşle bile ağlayacak olsam,
Asi başımı alır giderim dağlara.
Bu isyankâr gönlüm ne zaman alevlense,
Dost nedir bilir misin?
Hiç dostun oldu mu?
Sırrını paylaştığın, derdini anlattığın,
İkinci bir sen buldun mu?
Sen ağlarken ağlayan, gülerken gülen,
AŞkın mutfağı düğün yeri,
Gelin alayı olmuş rengarenk sebzeler.
Şefin maharetli elleri,
Kavuşturur, muhabbetle sevenleri.
Süt kuzusu günler öncesinden hazır,
Yine gömüldü karanlığa usulca,
Umutlar ve sevdalar şehri.
Nice acıların sessiz çığlıklarıyla,
Daha bir kara oluyor İstanbul geceleri.
Acımasızca çöker gecen kimsesizlere,
Dün, mazide hoş bir hatıra,
Bugünse akşam olmakta.
Yarın, belki hiç gelmeyecek kadar uzak dursada,
Belki de nefes kadar yakınımda.
Dünümden ders almalıyım!
Yaşından büyük eza görmüş minik bedenin,
Günahım ne dercesine ne olur bakma çocuk.
Konuşmayı sökememişken henüz, Aman dileyen dilin,
İnsanlığın aczini yüzüme çarpma çocuk.
Acıları çığlık çığlığa minik kalbinin,
Tut elinden içindeki çocuğun,
Haydi gel Bodrum’a.
Bırak kendini Gökova’ya karşı,
Akvaryum misali koylara.
Bırak haykırsın çocuk içinden,
Sıladaki yavrularımı sarıp sarmalamasını,
Minik alınlarına benden buse kondurmasını tembihledim.
Zor anlarında aşkımın sırtından esip,
Destek olmasını tembihledim rüzgara.
Duyarsız medeniyetlere kocaman gözlerle bakan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!