Hüseyin bir kızı sevdi.
Yırtık gömleğine, topal bacağına bakmadı da
Bir kır çiçeğine gönül verdi.
Ne yani, o erkek değil miydi,
Sevemez miydi bir topal?
Pantolonu yamalı olsa da
Temiz bir kalbi vardı nede olsa.
Hüseyin’le biz aynı mahalledeydik.
Aynı şişeden gazoz içerdik.
Burnumuzdan gelmesini bile severdik.
İyi arkadaştık, pantolonumuzdaki yamalar ortaktı.
Hüseyin utangaçtı.
Sevmekten bile utanırdı.
Utanarak anlatırdı bana kır çiçeğini.
Sonra topal bacağına bakar, uzun bir ah çeker,
Yumruk yapar elini
Vururdu dizine, düşmanına vurur gibi.
Önce bu sevgiyi aileler öğrendi
Sonra tüm mahalle.
Bir haber, nişanları olacakmış!
Hüseyin’le Sümbül ha
Yok canım olmaz öyle şey.
Vermişler demek Sümbül’ü Hüseyin’e
Sümbül de mi seviyor muş?
Yo artık daha neler
O kızı ona yar etmezler.
Topal, fakir olamayan, façası sağlam
Babadan zengin bir oğlan
İstenmiş Sümbül’ü babasından.
Vermişler hemen Sümbül’ü
Gözyaşına bile bakmadan.
Bir de dövdüler Hüseyin’i
Sümbül’ün gözlerinin önünde.
Bu kez topal bacağına kendisi vurmamıştı.
Toz toprak, kanlı gömlek
Son kez utanarak baktı Sümbül’üne
Dayak yemiş bir köpek gibi.
Nişan oldu, ağladık;
Düğün oldu sonra Sümbül sonbaharda gitti.
Aradan on beş yıl geçti.
Sümbül on beş bahar gelmedi.
Hüseyin bir kızı sevdi,
Bir ömür bekledi.
Kayıt Tarihi : 24.7.2014 19:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)