Kızın gözleri yeşildi,
Adamınki kör.
Can çekişirken bahar …
Akşam olmaktayken yer yer
Kız adama aşık,
Hayret ediyorum sana Ankara
Hayret..
Çirkefi,hileyi, vicdansızlığı
Nasıl taşıyorsun bağrında?
Nasıl verebiliyorsun herşeyini;
Havanı,bereketini,güneşini.
Ne zaman kapı vurulsa ders ortasında,
Bir küçük kız hatırlarım, 7-8 yaşında.
Yosun yeşili gözleri, çilli yüzü
Gözlere prangalanmış yetimlik hüznü.
Ve akan burnuyla masum duruşu beni
Yıllar öteye çeker…
Gizli,saklı, ürkek, korkak gezdiğimiz sokaklar,
Şimdi mahzun, sensiz bensiz yalnızlığı kucaklar.
Bu şehirde akşam olup gün batarken ufuktan,
Ara yollar, kaldırımlar maziden bir iz saklar.
Ah bu yollar,bu sokaklar sensiz öksüz kaldılar.
Seni başımda kavak yelleri eserken sevmiştim.
Simitle öğün savdığım üniversite yılları....
Ben yatılı, sen gündüzlüydün.
Oturduğun sıraya mesajlar yazardım akşamları.
Cevaplardın ertesi gün,
Meçhul aşığının kim olduğunu bilmeden...
Resimlere bakıpta maziden iz ararken,
Ateşten bir hayalin esiri olur insan.
Buğulanmış gözlerle geçmişini tararken,
İsimsiz bir resimde aşkını bulur insan..
Ağrıyan bir yüreğin sesini dinler gece.
__________________________________________________________
Tarih kitaplarında Türkler hakkında yazılı olanlar,Hatta onlarla savaşanların anlattıkları,gerçekleri ifadeden acizdir…Mutluluk Türklerle aynı saflarda savaşmaktır.Bu şerefi ömrümün sonuna kadar taşıyacağım.
Limon Von Sanders
__________________________________________________________
YIL 1919
BİR MİLLET UYANIYOR
“Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini”
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
__________________________________________________________
Çanakkale’de uğradığımız zayiatın ağırlığını,bundan sonra savaşın devam ettiği üç senede her cephede hissettik.savaştan sonra da uzun süre neslimizin gürbüz safları arasında boşlukların acısı çekildi
İ. İNÖNÜ
__________________________________________________________
GÜDÜL’DE YAZ MEVSİMİ (1)
_______________________________________________
"Gördüğün manzara,baktığın pencerenin bulunduğu kata göre değişir"
_____________________________________________________
Yaz geceleri milyonlarca yıldızın göz kırptığı gökyüzüne bakarak,ağustos böcekleri sesleri arasında uykuya varmanın mutluluğunu tatmayalı yıllar oldu.
Akşam yemeğini, gün batımında çardakta yerdik. Çardağımızın geniş camsız penceresi sığır meydanına bakardı. Kırlangıçlar gökyüzünün maviliklerinde uçuşur, arada birkaçı camsız pencereye pike yapıp, çardağa dalar, tavandaki kırık tahtalar arasındaki yuvasına birşeyler getirirdi. Çardağın asıl ev sahipleri kırlangıçlardı sanki. Bizi de pek umursamazlardı zaten. Kırlangıçlar Ebem (babaannem) için kutsaldı. Onların rahatsız edilmesine asla izin vermezdi.Kırlangıçların evimize bereket getirdiğine inanırdı. Çardağın zoraki misafirleri, havalar soğumaya başladığında ortadan kaybolurlardı. Gelecek yaza kadarda görünmezlerdi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!