Yorgun gözümün halkalarında
Güller gibi fecr oldu nümayan,
Güller gibi... sonsuz, iri güller
Güller ki kamıştan daha nalan;
Gün doğdu yazık arkalarında!
Altın kulelerden yine kuşlar
Devamını Oku
Güller gibi fecr oldu nümayan,
Güller gibi... sonsuz, iri güller
Güller ki kamıştan daha nalan;
Gün doğdu yazık arkalarında!
Altın kulelerden yine kuşlar
Ressam, hattat ve şair hüseyin balım.
Hüseyin balım 1946 Sivas doğumlu. Memur olan babasıyla 1951 de Ankara’ya geldi. Ilkokulda iken öğretmeninin çizgilerini beğenmesi ve teşvik etmesi ile resme daha çok merak sardı ve geliştirdi. Ortaokul sıralarında yaptığı resimler büyük bir ilgi gördü. Resme tutkusu sebebiyle tahsilini yarıda bıraktı. Daha sonra Ankara gençlik parkı göl gazinosunda sanatçıların resimleriyle afişler yapmaya başladı. Bu nedenler de ünlü sanatçılarla tanışma fırsatı buldu. ...
Balım'ı anlatmak, yazmak..
Sevgili Balım'ın aniden aramızdan ayrılmasından sonra onu tanımayan bizi seven dostlar O'nun hakkında bilgi istiyorlar. Benden dünyanın en zor şeyini istediklerinin farkında bile değiller. Çünkü Balım'ı anlatmak, onu yazmak benim için dünyanın en zor işi. Hangi yönünü nasıl anlatayım bilemiyorum ki..
İnsanlığını mı,
Can dostluğunu mu,
Sanatını mı,
Gönlünü mü,
Şiirini mi,
Ressamlığını mı,
Hattatlığını mı,
Misafirperverliğini mi,
Gülmenin eksik olmadığı yüzünü mü,
Hemen insana güç veren, kanını kaynatan tanışma faslını mı,
daha neler neler nasıl sayayım bilemiyorum...
İnsanlığından biraz söz etmem gerekirse, hayatta nadir rastladığım bir insanlığı olduğunu hemen söylemeliyim.
Can dostluğunu mu? Onu benim anlatmamam ne kelimeler yeter, ne benim kalemim yeter, ne de mürekkepler yeter. Birine can dostu olduysa artık tamamdır. Ne yaparsanız yapın sizi bırakmaz, başkalarıyla da paylaşmazdı. Can dedimi tamamdı. O nasıl kendini yetiştirmiş nasıl o vasıflara ulaşmıştı hala hayret ederim ve anlamış da değilim.
Unutmadan hemen yazmalıyım o hiç kimse bilmese de çoğu sezmese de Sivas Divriği'den ve Alevi mezhebindendi. Ama birgün ben Aleviyim dediğini ne duydum, ne de duydunuz. Ancak icab ederse gayet normal alevi olduğunu söylerdi o kadar.
Sanatına gelince Şiir konusunda hiç iddialı olmadı, zaman zaman da 'Ya ben şair değilim, sizler gibi' dediğini çok hatırlıyorum. Belki iyi bir hece veya serbest şairi değildi ama kelime ve mısralarında gizli anlamları ancak anlayan anlayabilirdi. Hiç bir zaman da iddialı olmadı. zaten şiir alanında da fazla tanınmadı. Gazete, dergiler ve benim yayınladığım Anadolu Şiir Antolojisi ve Anadolu Hececileri kitaplarının dışında da fazla antoloji ve kitaplarda olduğunu hatırlamıyorum.
Gönlünü hiç sormayın. Gönlünü dostuna vermesini bilen nadir kişilerdendi o. Bir üstadın dediği gibi iki gönlü bir eylemesini bilenlerdendi.
Anlatamıyorum onu, anlatmaya yeterli görmüyorum kendimi ama tanımayan ve hakkında bilgi isteyenler için karalamak zorunda kalıyorum bu satırları. İlerde gene yazacağım artık dayanamıyorum gözümün önünden gitmiyor, adımı yazdığı tabakdan karşıdan bana gülümsüyor sanki... Nolur bu seferlik bu kadar yetsin. Gene yazarım O'nu dilim döndüğünce...
Hüseyin Balım beyefendiye Tanrı'dan rahmet,kederli ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum..Dilerim taksiratını af,mekanını cennet etsin Yaradan...Numan Şahin...
Ben seni nasıl unuturum Balım. Sensiz Ankara'ya nasıl gelirim bilemiyorum. Şoktayım, şaşkınım, sensizim...
Nur içinde yat, seni hiç unutmayacağım, unutturmayacağız. Selam olsun senin gibi bahtiyarlara...