Tanzimat çöküşün mimarıydı
Türk’ün Asya’dan uzayan ellerini kestiler
Ey Batı’ya yalvaran vatan simsarları
Ey teşhisi meçhul,reçetesi ölümcül faniler
Sırtınız pek,karnınız tokken açtı bu millet
Sayenizde eksilmedi üstümüzden zillet
Ne yaptınız da körlüğünüze bulaştırdınız
Kendinizle bizi de batağa yapıştırdınız
Bir devletçi,bir ümmetçi,bir milletçi oldunuz
Kendi düzeninizde kendinizi boğdunuz
Ah ne yazık bir millet geldi peşinizden
Sinekler bile ürkmedi direnişinizden
Paris sokaklarında demlerken düşlerinizi
Tarih kaydetti meşum ürperişlerinizi
Fecrinde hakikat,hicrinde gözyaşı var tarihin
Gizlidir,muammadır,kalbe vurur sancısı
Tanzimat-ı Hayriye’nin Osmanlıyı lağvedişi
Hüzünlüdür,ne yazık koca devlet yıkıldı
Sırtında saltanatı besleyemedi daha fazla
Tükenen umutlarda zaman eridi
Sallanan bakışlarda aman eridi
Geldi Meşrutiyet,güya özgürlük denizi
Baştan ayağa felaket doğurdu tellallar
Kin midir,kan mıdır karardı meclisler
İstanbul’u bütün kaplamış sisler
Gözler daha bir karardı
İnsanlar daha bir celallendi
Korku,mağaradan sokağa taştı
Titredi saray,titredi halk
Sonra parçaladılar çakallar kapladı memleketi
Ah cennet vatan,ah muhteşem diyar
Girdiler yaban çizmeler ta koynumuza
Çiçeklerimizi,türkülerimizi,ülkülerimizi kirlettiler
Kirlettiler acımasız gözlerinde vahşet parıltıları
Vatan namustu,batan onurumuzdu
Çırpındık,kalktık ayağa,başladı savaş
Çanakkale sinelerde eritti bombaları
Çanakkale tarihi kilitledi,hayran etti kendine
Doğal bir destandı,yazılamazdı
Ey sırtında aba,ayağında çarık,elinde süngüsüyle
Aşını,eşini,işini bırakıp istiklali uğruna coşan
Hudut boyu düşmana siper eden göğsünü
Ey bu vatana bedenini feda eden şehit
Ey kahraman,ey “sahib-i vatan”,ey Mehmetçik
Ne söylesek az,ne ağlasak boş,ne yapsak faydasız
Hakkını helal et,helal et,helal
Seninle dalgalanır göklerde hilal
Beşeriyet görmedi böyle bir savaş
Asra kelepçe takmış iller kudurdu
Durdu zaman,nesillerin dimağı durdu
Bebekler mamasız,anaların gözünde yaş
Kim kurtarır vatanı derken şahlandı Türk
Batı’nın kılıcını kesti Atatürk
Sana minnettar bu cennet gölgeli vatan
Rahat yat toprağında altın saçlı kumandan
Kuruldu Cumhuriyet,kükredi millet
Sabahlar bir başka aydın
Gözler bir başka ışıltılıydı
Saf sözlerden umut dağılıyordu
Çocuklar rüyada huzuru duyuyordu
İştahlı rüzgârlarda savruldu saçlar
Uzak durduk bir süre vahşi canavardan
Kendi kendimizin hünkârı olduk
Bazen aç,bazen tok uyuduk
Kendi seherimizde emelimizi doyurduk
Ne yazık uyuduk,uyumadı düşman
Maskelerin ardını göremedik
Gelecek fırtınayı bilemedik
Oysa emeller bitmemiş,ertelenmişti
Kurtlar uygun zamana bilenmişti
Zulmün kamçısı bekliyordu sabırla
Biz beklemiyorduk doğrusu
“Tokken tokluğun kıymetini bilmiyorduk”
Orhun Abideleri şahitti buna
Zora gelirsek direniyorduk
Bizim ufuklarımız hep hezeyan yüklüdür
Bu topraklar kanla,şanla örtülüdür
Ne zaman rahatız dediysek kıyarlar hayallerimize
Bitmez kinlerini sererler önümüze
Emeller bitmez,hileler,tuzaklar bitmez
Ha Çin olmuş adı düşmanın,ha Roma
Bazen adı İngiliz’dir,bazen Yunan’dır
Arzuları hep aynı,istekleri hep kandır
Bir bakın İstanbul’un taşına toprağına
Denizine,tarihine,şuhluğuna bir bakın
Konstantinopolis adıyla meşhur bu şehir
İliklerine kadar dondurur Batı’yı
Bugün turist sıfatıyla gezebilenler şehri
Derin bir “ahh”la bakarlar,tuhaf olur içleri
“Bir sengine yekpâre acem mülkü fedâdır”
Ah ne büyük bir ürperiş,ne müthiş bir sedadır
Ağla ey büyük şehir mazine ağla
Ağla da aşıklarının bahtı açılsın
Fatih’in dualarına el bağla
Cümle günah üstümüzden saçılsın
Ey yılanı sırtında gezdiren zalim
Ey Rönesans devşirmesi,ey dünkü barbar
Ey karanlıklar sultanı,ey şeytanın zangoçu
Bu kuzular nice çakal sürüsü boğar
Aldanma ki masum durur bu millet
Fışkırır cesareti şanına değerse illet
Haçlı zihniyetin açlığında yoğruldun
Saldırdın nice,Türk’ün gördün gücünü
Asırlardır hilelerle gelmektesin ne yazar
Bu vatan evladı yine kalleş oyunu bozar
Kelimeler sığmaz kaba coşar da coşar
Zaman denilen kubbe nice felaket gördü
Duyarlı yüreklerde elbet bu feryat yazar
Tarihin örümcekleri yepyeni bir ağ ördü
Kanayan bahtımızı gün gelir biri bozar
Gün gelir karanlıklar kavuşur aydınlığa
Güneş bizim için de doğar gün gelir
Bitmez bitmez bu kabus,giyotinde başımız
Bu aheste yürüyüş kalbimizde çiğlenir
Anlamaya yeter irfanımız,yaşımız
Anlamayan türküsünü başka diyarda söyler
Rengimize baksalar ta Asya’dan bu yana
Nice savaşlarda küllendi bedenimiz
Sesler duyulur sesler,ta Yunus’tan nefesler
Kuşlar özgür mutludur,altın olsa kafesler
Biz özgürlük kuşuyuz,gönül dolu fendimiz
Dost olan canlar her daim efendimiz
Severiz insanlığı,ta ki çiğnenmez mabedimiz
Ceddimizden mirastır ebedi şerefimiz,
Yan bakana hazırdır yürekten hançerimiz
Kainatta bulunmaz içimizdeki maden
Yeter ki silkinelim buz gibi erimeden
Uzatalım dünyaya aslımızdan bir bakış
Sesimizde kükresin bitmesin bu haykırış
Şafaklarda uyansın taze ruhlu tabiat
Ufuklarda canlansın kızıl saçlı hakikat
Ki kadındır bilerek hürriyeti sevelim
Tekerrür eden seyri tarihine gömelim
Özenmesin kimseye çocukların bakışı
Aslımıza dönelim,bu Türk’ün canlanışı
Ey millet,ey karanlıklardan doğan asalet uyan
Ve gör ki çepeçevre kuşatılmışsın
Ve gör ki kör kuyular başındasın
Acayip tebessümler çemberinde
Hayalet bakışlı insanlar memleketinde
Ruhuna hastalık sinmesin ey millet
Ey millet bağrında hürriyetin sönmesin
Uyan ki özgürlüğün rüzgârı silinmesin
Mayıs 2007
İrfan KarapınarKayıt Tarihi : 8.5.2007 23:42:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tarihimiz çok eski zamanlara dayanmakta.İlk yazılı eserimiz olan 'Orhun Abideleri' o zamanki Türk beylerine ve Türk milletine birlik içinde olmalarını salık vermekte.'Tok olunca açlığı unuttuğumuzu' iletmekte. Bu öğütten hareketle,bizim en önemli yanlışımız bıçak kemiğe dayanıncaya kadar pek tehlikeyi farkedemeyişimizdir.Eskiden 'Çin'in yumuşak ipeğine ve tatlı sözlerine' kanmışız ve yanılmışız; bugün çok mu farklı diye sordum kendi kendime... Geçmiş yanlışlar,ancak hatalardan ders çıkarıldığı müddetçe düzeltilebilir. Çok uzağa gitmeden,Tanzimat öncesi ve özellikle sonrası yapılan hatalar bize çok pahalıya mal oldu.Padişah emriyle yurt dışına gönderilen otuz bin genç,oradan batı(o zamanki adıyla Frenk) hayranı olarak yurda döndüler veya dönmediler.Üç millet Fransa'ya öğrenci göndermiş:Ruslar,Japonlar; Türkler...Sadece Japonlar batının tekniğini aldılar,özentisiz,taklitsiz...Sonuç ortada... Tehlike bu topraklardan hiç eksilmedi.Oyunlar,hileler,tuzaklar hiç eksilmedi.Devam ediyor,şüphesiz edecek de...Kendi onurumuzu,kendi dilimizi,kendi kültürümüzü koruyamazsak sinyaller hiç de iyi değil. Türkümüz,şarkımız,masalımız,manimiz,topyekun folklörümüz nasıl geçmişten bugüne taşındıysa,geleceğe de öyle taşınmalı ki ayakta kalabilelim. Biz bir kabile değil milletiz.Milletler kültürleriyle vardır.Milletler geçmişleriyle yaşar.Kelt kültüründen yoğrulmuş,kaba,barbar bir batı bugün ayaktaysa,Asyadan beri yaşayabilmiş,hem de öyle böyle değil 'medeniyet' kurmuş bizler onun önünde diz çökmemeliyiz.Biz ancak onların gelişmişliğini kullanabiliriz,asla ayaklarına kapanmamalıyız. Tanzimatta koptuk; Çanakkale'de dirildik; Sakarya'da coştuk.Küllerimizden Cumhuriyet ateşini yaktık. Bu şiir onurlu bir özgürlük mücadelesinin hikayesini dillendirmekte.Bu topraklar uğruna canını feda eden şehitlerimizin destanını anlatmakta. Kendini kedi zanneden aslan olmayalım.Aslansak aslan gibi kükreyelim. Uyanalım.Dünya düzenini kendi çıkarlarına göre oluşturmak isteyenlere karşı uyanık olalım. Saygılarımla...
![İrfan Karapınar](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/05/08/hurriyet-destani.jpg)
Beşeriyet görmedi böyle bir savaş
Asra kelepçe takmış iller kudurdu
Durdu zaman,nesillerin dimağı durdu
Bebekler mamasız,anaların gözünde yaş
Kim kurtarır vatanı derken şahlandı Türk
Batı’nın kılıcını kesti Atatürk
Sana minnettar bu cennet gölgeli vatan
Rahat yat toprağında altın saçlı kumandan
Kuruldu Cumhuriyet,kükredi millet
Sabahlar bir başka aydın
Gözler bir başka ışıltılıydı
Saf sözlerden umut dağılıyordu
Çocuklar rüyada huzuru duyuyordu
İştahlı rüzgârlarda savruldu saçlar
-****
DUYARLI YÜREĞİNİZE TEŞEKKÜR
BUGÜN İKİDİR ŞİİRİNİZE KONUK OLDUM .
O KADAR ÇOK ŞEY VAR Kİ BU KONUDA SÖYLENECEK YAZILACAK .. ASLINDA HEP DE SÖYLENDİ ŞİMDİDE SUSTURULMALARA RAĞMEN HALA SÖYLENEN Kİ SÖYLENECEK
...
ŞİİR ANTIYOR ZATEN ...
ŞİİRİN ADI BİLE ANLATIYOR DA
İŞTE BİR DE ANLAMAK İSTEMEYENLER ..
NEDEN TARİHİ OKUMAYIZ NEDEN OKUMA ÖZÜRLÜYÜZ
NEDEN BÖYLE HAZIRLOPCU OLDUK ..
HEP O GAVURUN MAMALARINI TIKIŞTIRDIKLARINDAN BERİ BİZİM BEYİNLERİMİZ
BÖYLE ŞEYLERE TEPKİLİ Mİ ACABA ..
O MAMALARIN İÇİNDE GAVURA BAĞIMLILIK YAPACAK BİR ÜRÜN MÜ KOYMUŞLARDI DA HAZIR MAMALARA GETÇİĞİNDEN BİZLERE KAKALADIKLARINDAN BERİ .. SONRAKİ NESİL BÖYLE ..
NEYSE ÇOK DOLUYUM BU KONUŞARDA
ŞİİRİ BİR KEZ DAHA BİR KEZ DAHA OKUMAK GEREK ..
BUNA BENZER TÜM ŞİİRERİ O TOZLU RALARDAN İNDİRİP YÜREĞİMİZİ O ÖLÜ HALDEN ÇIKARMAK GEREKİR .. VE DAMARLARIMIZDAN AKAN KANIN FARKINA VARMAMIZ GEREK ..
YÜREĞİNİZ EMEĞİNİZ VAR OLSUN ..
KUTLUYORUM ..
Aşını,eşini,işini bırakıp istiklali uğruna coşan
Hudut boyu düşmana siper eden göğsünü
Ey bu vatana bedenini feda eden şehit
Ey kahraman,ey “sahib-i vatan”,ey Mehmetçik
Ne söylesek az,ne ağlasak boş,ne yapsak faydasız
Hakkını helal et,helal et,helal
Seninle dalgalanır göklerde hilal
Çok başarılı bir çalışma akademik bir yorum kutlarım saygılarımla
TÜM YORUMLAR (10)