Naif bir nakkaştan düştüm
Şükrettim
Nafile bir hercaiye 'düş'tüm
Ürperdim
Düz düzeltmedi
Sil hadi gönlümün paslı diyarlarını
Muhabbetini ver gözlerimin yalnız kıyılarına
Cehl-i mürekkepten ibaret beşeriyetin
misl-i hazan gibi celbeden cefalarını
götür tebdil-i zamanlara...
bir damlanın düş kırıklığı ve devinimleri avuçlarımda
damla ben değil,
sen hiç değil....
çokluklarda buluyor kendini
sevda karşımda...
kucak açmış dehlizlere
şimdi veda zamanıdır
geldik gideceğiz, gündelik telaşımızla
dost gölgeleri vaktimize dolacak
acı- tatlı ne varsa hepsi geride kalacak
yıllanmış muammalarla
Çalsam bir türkü
Her ritmi bana uymaz.
Çaldırsam bir türkü
Söyleyen bana uyduramaz.
Oysa hazır bir nakarattım
Kimi eğliyorum?
Özümü mü,
'Ben' sandığımı mı?
Kime eğiliyorum?
O'na mı,
bir fısıltının ucunda salınıyorum
kaydırdığım gecelerin terannesiyle
yerimi yersizlik belliyor...
bitimsiz gölgelerde
bildiğim bilinmezimi özlüyorum
Gayr-i meşrunun içine karıyoruz meşruluğun harcını
Zilletin kardeşidir acı, böylece katmerleşiyor her sancı.
Cismi çoğalıyorken insanın, meçhullerde geziniyor aslı
Körlüğümüzden silkinsek, bulacağız huzurun tadını.
İmdat dileyen yüreklere el uzatacak mecalde yokuz
Aşkı sürdüm Bedir'e
Kansın diye şehadete.
O erleri yâd ediyorum,
İsitfa etmiş bir gönülle.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!