Serin esti avluda rüzgar
Gün ışığıyla kapıdan içeri girdi
Sereserpe uzanmışta yatıvermiş divana
Gönlümün Sultanına ferahlıklar verdi
Yüksek idi avlunun duvarları
Ortada bir havuzcuk var idi
Ağaç gölgeleri,heryer yeşillik
Sanki Cennetten bir parça idi
Her Cennete bir Huri gerektir
Gönlüm o niyetle onu sevdi
Sen Huri ol,bende Nuri dedim
Kahkahası sanki duvarları deldi
Masallar alemine ayakbasınca
Sevgiyle başım göğe erdi
Huriye Nurimiydim,bilmem ama
Herşey çok şirin,çok güzeldi
Kah duvarda halı olduk
O kahveci güzeli,bense müşteri
Kah bulutlara yatıp uyuduk
Geçerken önümüzden Sevda Treni
Derken bir kuş öttü avluda
Ciyak ciyak,çok berbat bir sesti
Huri dediğim o güzelin
Meğer ki bir kocası var idi
Ulan karga,ulan kuş,ben senin...
Töbe töbe,korkudan uçtuda gitti
Bir Huriye Nuri olalım dedik
Bizi avlunun dışına itti
Hurilerle Nurilerle kuşlarla
Avluyu Cennet yapamayız besbelli
Varıp başka diyarlara gitmeli
Şansımızı belkide oralarda denemeli
Neyine gerek senin HuriYe Nuri olmak
Yeter ki adam ol,varsın bilsinler seni başka
Huri Melek Cennette yaşarmış sadece de
Vazgeç bu sevdadan tövbe et Huriyle aşka!
2.haziran.2010.izmir
ali efeoğlu
Kayıt Tarihi : 3.6.2010 12:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

teşekkür ederim değerli arkadaşım...
Nuriyle hepside alakasızdır!
Mümine orada Rab'den hediye!
Sayısı binlerdir, bir demek azdır!
Dünyevi avlular değil müsait!
O geniş avlular uhraya ait!
Şakiler, asiler mahrumdur bundan!
Orayı hak eden olmalı Said!
Hayırlı çalışmalar, ali bey hemşerim.
TÜM YORUMLAR (2)