HÜMEZE SURESİ
Adını ilk ayetinden alıyor.
Mekkidir. “Kıyame” ile Mürselat” sureleri arasına yerleştirmişler.
İlk yıllara tekabül ediyor.
Vahiy imanlı bir insanda kişilik oluşturuyor. Kur’an medeniyetinde insan nasıl olmalının karşılığını bu surede de görüyoruz.
Kibirli, kendini beğenmiş bir tipin psiko-analizini yapıyor. Başkalarının hatalarını aramak, önünden, arkasından dedikodu yapmak Allah’tan rol çalmaktır. Çünkü insanın hesabını Allah tutar.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
1.Hümeze ve Lümeze takımına yazıklar olsun.
“Vay haline!” diye çevirdiğimiz veyl kelimesi “çetin azap, helâk, yok olma, rezil rüsvâ olma, cehennemde bir vadi, beddua” anlamlarına gelmektedir.
HÜMEZE: Genellikle bir kişiyi o yokken çekiştirmek, karalamak, ayıplamak, tahkir etmek.
“İnsanları arkadan çekiştirmeyi, şeref ve haysiyetlerini yaralamayı alışkanlık haline getiren, bundan zevk alan kimse” demektir.
Kur’an insan eti yemek diyor gıybete, arkadan çekiştirmeye.
Bunu söyleyince hemen itiraz şöyle yapılıyor; Ama biz olmayanı söylemedik ki olmuş olanı söyledik. Evet efendim olmuş olan gıybettir. Olmamış olanı söyleyince iftira oluyor, o ayrı bir şey onun hükmü de ayrı, cezası da ayrı.
AMA… Eğer toplum ondan zarar görecek ise bu zararı telafi etmek için söylenen şey gıybet değildir. Kamuya mal olmuş insanların kamu önünde yaptıkları hataları dile getirmek gıybet değildir. Yine kamuya mal olmuş, topluma mal olmuş insanların gerçekte hakikate uygun olmayan ve başkalarının onu iyi zannetmesi halinde kötülüğü üretmeleri söz konusu olan hususları dile getirmek gıybet değildir.
LÜMEZE: Bir kişinin yüzüne karşı hatalarını vurmak, ayıplarını söylemek manasına gelir.
Bu âyetlerin, mal ve servetinin çokluğuyla gururlanıp insanlarla alay ederek onların şahsiyetlerini zedeleyen Ahnes b. Şüreyk isimli putperest Arap hakkında indiği rivayet edilmiştir.
Ancak sûrenin iniş sebebinin özel olması hükmünün genel olmasına engel değildir. İslâm dini, insan şahsiyetinin ve onurunun korunmasına son derece önem verdiği için Kur’an bu tür davranışları kınamakta ve böyle davranışlar sergileyenlerin âhirette ateşle cezalandırılacağını haber vermektedir.
Doğu toplumlarının temel hastalığı budur. Kur’an bu hastalık üzerinde ciddi şekilde durur. İnsanları bedevilikten medeniliğe çağırıyor.
Bu iki kavram bize ahlaki bir zemin oluşturuyor. Birbirinizin ne yüzünüze ne arkanıza çekiştirmeyin, dedikodu yapmayın, muhasip değilsiniz, insan eti yemeyin.
Olmuş bir şeyi söylüyoruz diyenlere zaten olmamış bir şey olsa, o zaman iftira olur, onun azabı da başka.
Mekke’de müminlere yapılan saldırı dört kademede gerçekleşmiştir.
1. Gelen vahyi, hakikati suskunlukla karşıladılar. Yok, saymışlar, olmamış kabul etmişler.
2. Alay, hakaret, tahkir. Bu sure bu aşamayı gösteriyor. Bu sure ikinci aşamanın yürürlüğe girdiği zaman diliminde inmiş.
3. İftira.
4. Fiili eza, eziyet, ceza ve öldürme.
2. Burada malı biriktiren ve sayan bir tipten bahsediyor. Bu tip her an, her toplumda olabilir.
3. Malı biriktiren ve sayan bu tip, malı kendisini ölümsüzleştireceğini sanıyor.
Mal, sizin köleniz olacağı yerde siz malın kölesi oldunuz.
Ölüm karşısında zengin fakir yok, kıymetli kıymetsiz yok.
Demek ki insanoğlu ezeli olarak şeytanın tuzağına hep ebedileşme problemi, ebedileşme arzusu yüzünden düşüyor.
Bu ayette insanın ebedileşme tutkusuna atıf var. Oysa Rabbimiz insana ebedi yaşayacağı bir dünya gösteriyor. Ama o bu dünya değil, öteki dünya.
Bu dünyada ebedi yaşayacağını söyleyen kendine en tumturaklı bir yalan söylemiş olur.
Servet demek ki insanın efendisi olursa insan servetinin yanında kalmak istiyor. Yani köle efendisinden ayrılmak istemiyor. Gönüllü tutukluluk, ama insan servetinin efendisi olursa sırtına biniyor ve ahirete bir burak üstünde gider gibi gidiyor yüceliyor. Onun için burada malın nasıl insanı tutukladığı, nasıl insanı köleleştirdiği dile getiriliyor. İnsanı köleleştirince mal tek dünyalı yapıyor.
4. KELLA: Yooo. Asla böyle yapmayın, bu doğru değil. And olsun bu tipler “Hutameye” atılacaktır.
5. HUTAME: Kırıp, geçiren bir ateş. Hücresine kadar yok eden, hiçbir şey bırakmayan. Dünyadaki ateşler kül bırakır ya, orada hiçbir şey bırakmıyor.
İnsanın mahiyetini bilemeyeceği Hutame, “Hümeze” ve “Lümeze”ye verilecek cezadır. Hemmaz ve Lemmaz için Rabbimizin takdir ettiği bir cezadır bu. Mal-mülk sahibi oluşunu insanlara tepeden bakma ve onları hakir görme sebebi bilen kimselerin cezaları da onları küçük düşürecek bir atılma cezasıdır.
6. Allah tarafından tutuşturulmuş bir ateş.
Allah’ın emriyle yakılan ve sadece dünyadaki ateşler gibi maddî şeyleri yakmakla kalmayıp manevîyatı da yakan, her şeyi saran, gönüllere kadar uzanan, yürek yakan, yürek hoplatan bir ateştir.
7. İnsanı ta yüreğinden yakan, ciğerinden tutuşturan bir ateş.
Neden? Çünkü Allah yarattığı her şeyi insan için yarattı. İnsan, kendisi için yaratılan malın efendisi olmayıp, malı efendi edinirse ateşi hak etti demektir.
Dünyada acı kalbe ulaşınca artık insan dayanamaz ve ölür. Ama orada ölemeyecekler de.
EF’İDE: Duygusal yeteneklerin tümünü birden ifade eder. Kur’an’da sadece manevi duygular için kullanılır.
8. Çünkü Allah onu kendine kul olsun diye yarattı, o gitti kendisi için yaratılmış olanın kulu oldu, malın kulu oldu, servetin kulu oldu.
Rabbimizin çok gücüne gidiyor. İnsan gibi şerefli bir varlığın servetin kulu olması.
9. Ateş içinde olacak ve o ateşte ebediyen kalacaktır.
HÜMEZE SURESİNİ HAYATA TAŞIMAK
1. KUR’AN MEDENİYETİNDE OLUMSUN İNSAN TİPİNE YER YOK.
2. HEMMAZ VE LEMMAZLIK YAPIP ALLAH’TAN ROL ÇALMAYALIM.
3. MALIMIZA EFENDİ OLALIM. MALIMIZIN KÖLESİ OLMAYALIM.
4. ALLAH’IN YARATTIĞI YERDE DURAMAZSAK CEZASINA KATLANMAK ZORUNDA KALIRIZ.
Kayıt Tarihi : 16.3.2019 18:55:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Osman Erdoğmuş](https://www.antoloji.com/i/siir/2019/03/16/humeze-suresi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!