Git daha fazla sevdirmeden
Gönlümdeki ateşi alevlendirmeden
Canımdan öte can olmadan git.
Hayatı seninle düşlemeden,
Bir ömrü yoluna sermeden git.
Dertler bir iken bin olmadan
Nerdesin sessizliğimi ayağa kaldıran fırtına,
Nerdesin kulaklarımı sağır edecek çığlık!
Görmek istiyorum mum ışığındaki pencereden koca dünyayı
Bakmak istiyorum loş sokakların belirsiz ayak izlerine
Ruhumun dinginliğini bir köşeye fırlatmak
Ve haykırmak istiyorum kahpe dünyaya
Tutsaklara geçit vermez
Küçük hücrelerle dolu gönlümün zindanları
Taşkın suları andırıyor
Dün ile bugününe koşut olmuş akıl parmaklıkları
Kelepçeler ellerde kelepçelerle bağlanmış
Düşünmeyi unutan yokluğun tutsakları
Yalnızlık, hasret bir de sen…
Uzaklarda unutulmayı bekleyen anılar gibisiniz.
Hatırlandıkça canımı acıtıyor varlığınızı hissetmek
Ama yine de silinmiyor aklımdan
Yalnız gecelerde hasretle seni sevmek!
Giderken düşündün mü ardında bıraktıklarını?
Neydi ağladığım, beni kahreden neydi?
Küserken duvar kesildiğim,
Sözlerin bittiği yerdeyim
Ne sesler var ne de ışıklar
Tükenmiş burada hayatlar
Başka bir âlemdeyim.
Bu gece söndürmeyin ışıkları
Bir yanım ateşten rüzgâr, diğer yanım huzura köle
Yarınlara umutla bakabilmeyi düşlerken
Geleceği karanlık sokaklarda aramak
Ve dönüp dolaşıp aynı çıkmaza saplanarak
Yabancı yollarda kaybolmak
Başka dünyalarda yürürken, kendini unutmak
Ellerimi açtım gökyüzüne
Uçurdum bana bıraktığın yarım kalmış aşkı
Kapattım gözlerimi görmedim bakışlarını
Gel daha fazla bekletmeden.
İçimde yanan ateşini söndürmeden gel.
Sensizliğin yıl dönümünü yaşarken
Sensiz geçen zamana küsmeden gel.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!