en zor anımda yetişirdin
öyle kıyıya,köşeye sıkışmış
diplere saklanmış yüreğime...
içinde taşıdığın çocuğun elleriyle
yapışırdın ellerime...
ağır gelirdim taşıyamazdı ellerin beni,
Yalnız kaldıkça
yabani ruhum
daha bir bencileşiyor
Umutsuzca, hırçın ellerimde ibresiz pusulam
Seninle olmak için…
Yollara dökülüyor, kaybolmuş
mutluluğu unuttum;
çaresiz sokakları aydınlatan
lambaların altında...
kapı eşiğine bırakılmış bir bebek gibi...
sevgiyi unuttum;
Umutların yüz tuttu muydu
kulaklarını okşayıverir
hayatın o masum,yalancı bestesi
bir bakarsın hava tam bir bahar
renkler ebruli,oyuncular neşeli...
gözlerinin içi parlar birden
SAKIZ GİBİ ÖLÜM
Yaşlı çingenenin ağzının içindeyim,
her yanım sapsarı gün.
Buram buram sigara kokuyorum,
biri daha döküldü işte...
Güneşin sarısı var umutlarında
saçların kızıl
gözlerin bal köpüğü
ağlamaktasın...
yanında küçük el radyon
yine denize dalmış gözlerin
kimseli kimsesizlerin yaşadığı
yalnız ülke,
özgürlüğün kaçan bir kedi patisinde...
çöplüklerde.
zırlayan çocukların açlığında kalmış
duyarsızlığın!
Genç kızlığını hatırlıyorum da;
hala imrendiğim...
Sultanbağı'nın ara sokaklarında
senin gençliğinin benimse çocukluğumun
izleri vardı
hani şu hep
içime yanarak ölen bir fahişenin soluğunu çekiyorum,
tutkulu öpüşmelerin kadını...
beyaz tenine birçok hiç kimse sığdırmış
sahte duygu okyanuslarının denizinde boğulmuş dudakları...
arzunun esiri olan ruhları tek tek elleriyle öldürmüş
inatla yürümüş cinayet kurbanlarını seçerken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!