sizi mutlu eden pişmanlıklarınızı yaşarken yok saydıklarınızın ne önemi vardı ki
gıyabında gözlere varan yollar delil
isterik iltifatlara azmeden kalpler
suçunun niteliğini artıran unsur
martılar dalgaların köpüğünde mi sevişir
yoksa durgun denize
Susmalıyım sonsuza kadar
gökler konuşsun adıma
bembeyaz ümitlerimi sersin
kirli ayaklar altına
ihanetlerine gülüyorum
yalan gönüllere sessiz kahkahalarımla
sığınak olmalıydı daglar
dipsiz derinliklerinde kaybolmalıydım
sızıp kalmalıydım
kara bir agaç gölgesinde
üşümüş annemmişcesine
başımı rüzgar okşamalıydı
ey hak!
şefkatini merhametini sunduğun anlardan kaçtığımdan
ahh ne kara yazdın yazıma.
nefsimi dost bildirdin yine küstüm şansıma
bütün heveslerim içimde kaldı
ölürsem tövbe etmeden
Çık artık rüyalarımdan;
düşlerimdeki gökyüzünün bulutları bile yorgun
yılgın yağmurları
bu hasrete ağlayarak uyandığım sabahlardan
çok var geceye
sevişmelerinden nahoş uykularımı getir
bana ölümü,
seni özledigim kadar bekleten nedenlere sahip olmasaydım,
şu an yanımda olurdun
bir kaç özlem sezdirdik cümlelerden
adına şiir denilen
haydi
şen kahkahalara diyordu aşk
telepatik bir ressam değil miydi?
efsanelere sözsel tablolar dizeleyen
Zehir uykulara dalsam
uyusam uyansam bir vakit
sen olsan yatagımın ucunda
ruhunar
Bu sabah aşkımı bir kuşa anlattım
bir gün pencerene konar belki
sevdamı bir güle anlattım
genzine kokumu verir belki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!