Od düştü içime, düştüm yollara
Kapladı cismimi nefis kokular
İlişti gözlerim mor ufuklara
Gördüm ki hayretle, el ediyor yâr!..
Baktım azığıma, baktım dengime
Sonra durdum birden... Sordum kendime:
Ne yüzle gidersin sen Efendine;
Ne yüzle gidersin be hey günahkâr?!
Dilimde şahadet, gözlerimde yaş
Döndüm etrafımda, yok bir arkadaş!
Seslendi Habib’im: ‘Gel, korkma, yaklaş;
Hakk’ın rahmetinden endişen mi var?’
‘Hâşâ şefaatçim, hâşâ efendim;
“Yüzüm var mı?” diye endişelendim;
Mahcubiyetimden bittim, tükendim;
Zorlandım takmakta kör nefse yular!
Dedim ve yürüdüm, gün doğuyordu
Ve o kadife ses ‘yaklaş!’ diyordu
Bitmiyordu yollar ah! Bitmiyordu!
Kaybettim zamanı, bilmem ne kadar?
Giderken düşerek, sendeleyerek
Sarıverdi birden onlarca melek
Uçuyordum sanki arşı delerek
Bir tek saniyeye dolmuştu yıllar.
Bitmişti sıkıntı, bitmişti çile
Ulaştım anında kutlu menzile
İsmimi cismimi sormadı bile!
Sarıverdi beni mübarek kollar!
Misk kokan bir nefes, sımsıcak kucak
Kalbim heyecandan durdu duracak
Telefon sesiyle uyandım ancak
Gerçek olsa idi böyle hülyalar!
Şubat-1999
Kayıt Tarihi : 27.10.2017 16:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Cemal Gören](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/10/27/hulya-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!