Hükümsüz düşlerin son durağı

Hüseyin Avni Çakmak
27

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Hükümsüz düşlerin son durağı

Hükümsüz Düşlerin Son Durağı

Ben senin gölgende yeşerdim.
Bin Kızılırmağa değişmem kaderimi
Yorgun bir askerdin, hayat denen cephede yıllarca savaşan,
Kaç siperde kurşunların sancısı ile yürüdün.
Mavi bir gülümseyiştin sen aynalardan yüzüme yansıyan.
Senindi bu kahkahalar....
Bin bir gece masallarından arta kalan bir tebessümle içtim denizini.
Ruhuma sıkıştırdım yalnızlığı paylaştığın gökyüzünü..
Sarhoş rüzgarların tesellisiyle umutlar eskittim sokaklarında
Ey 7i tepeli şehir,
Ey aziz İstanbul,
Faili meçhul sevdalarımın katili,
Olmayacak dualarımın mucizesi,
Ey İstanbul...
Karambole sürülen ömürlerin öksüzlüğü,
Buzul çağlarından kalma bir suskunluk ile türküler saklarsın,
Kıyamet gününde haykırmak için.
Tedavülden kalkmış masallarla kandırırsın
Yarım yamalak bir yürekle toprağına düşen bedenleri.
Ey 7i tepeli şehir,
Faili meçhul sevdalarımın katili,
7 kocalı Hürmüz’üm,
7 başlı yalnızlığım benim...

Döngüsel bir sürgün bu...
Rüyalarımda fethe çıkarım seni.
Fatih`in bir gemisini çalıp surlara demir atarım.
Sisli bir devir daim arasında ararım payıma düşen yarınları,
Yaşanmışlıklara yenik düşmüş dünleri bırakırım ayak izlerimin yerine
Ağlama duvarları yaparım..
Hiç bir sevda tomurcuğuna değişmem bana verdiğin azapları.
Senden kaldı gölgemdeki aşk hüzünleri.
Fatih`in bir gemisini çalıp,
Bendeki küfürbaz şehre kürek çekeceğim.
Bin yıldız doldurup çantama seni çizeceğim bulutlara
Hiç kimseye benzemeyen bir silüet İle
Sen olacağım bilmem kaçıncı ayin bilmem kaçıncı gününde

Ey 7 tepeli şehir aziz İstanbul,
7kocalı Hürmüz’üm,
7başli yalnızlığım....
Hüseyin Avni ÇAKMAk

Hüseyin Avni Çakmak
Kayıt Tarihi : 21.4.2006 20:49:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Osman Demircan
    Osman Demircan

    Yüreğin bir su gibi coştuğu mısralardan duyguların nehir olduğu bir şiir...

    Cevap Yaz
  • Yasin Vasat
    Yasin Vasat

    Ben senin gölgende yeşerdim.
    Bin Kızılırmağa değişmem kaderimi
    Yorgun bir askerdin, hayat denen cephede yıllarca savaşan,
    Kaç siperde kurşunların sancısı ile yürüdün.
    Mavi bir gülümseyiştin sen aynalardan yüzüme yansıyan.
    Senindi bu kahkahalar....
    Bin bir gece masallarından arta kalan bir tebessümle içtim denizini.
    Ruhuma sıkıştırdım yalnızlığı paylaştığın gökyüzünü..
    Sarhoş rüzgarların tesellisiyle umutlar eskittim sokaklarında
    Yarım yamalak bir yürekle toprağına düşen bedenleri
    Buzul çağlarından kalma bir suskunluk ile türküler saklarsın....

    Döngüsel bir sürgün bu...
    Rüyalarımda fethe çıkarım seni.
    Fatih`in bir gemisini çalıp surlara demir atarım.
    Sisli bir devir daim arasında ararım payıma düşen yarınları,
    Yaşanmışlıklara yenik düşmüş dünleri bırakırım ayak izlerimin yerine
    Ağlama duvarları yaparım..
    Hiç bir sevda tomurcuğuna değişmem bana verdiğin azapları.
    Senden kaldı gölgemdeki aşk hüzünleri.
    Fatih`in bir gemisini çalıp,
    Bendeki küfürbaz şehre kürek çekeceğim.
    Bin yıldız doldurup çantama seni çizeceğim bulutlara
    Hiç kimseye benzemeyen bir silüet İle
    Sen olacağım bilmem kaçıncı ayin bilmem kaçıncı gününde..

    Aradaki seslenişler olmasa belki daha iyi olurdu diye düşünüyorum..Başarılar..
    Yasin Vasat

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Hüseyin Avni Çakmak