Kim bilir hangi hükümdâr
Toz almış gitmiş bu şehirden
Ellerinin izinden, bedenlerin gölgesinden
Yürümüş ilmek ilmek asalet fışkıran yüreğinden
Bu hangi bülbül; görmemiş, işitmemiş
Bir umut avcısı, bir cevher
Vurulmuş asil çehresinden hükümdârın
Murâdı olmuş bilinmez deryaların
Dili tutulmuş sevdaların
Ezbere okunmuş duaların
Her kelimesi o'dur, hükümdâr
Gücü, bu koca cihana dar
Kaç fethin soluğunu içine çekmiş
Bilinmez, kaç evliyayı yerlere dizmiş
Göğsü hançerinden keskin
Mahzun kalplere değmiş, yenilmemiş
Ya bu hangi mevc, ceren yarası
Fatih'i gönlünden düğümler, etrafı hüzün sarar
Efkârlı bir güz vakti, gece yarısı
Bilâkis güz en çok o zaman bahar
Taaruzun doruklarında dolaşırken
Sessizce tutuldu bir alaycı yağmura
Ahengle turnaları büsbütün selamlarken
Düştü gecenin urganmış boynuna
Günler, gündüzler çok uzun artık
Yalpanlanmış, çukurlara düşmüş hükümdâra
Güneş, gecenin göğsünden doğar artık
Işık, sevdanın yol aldığı sokaklara vurur
Her şarkı onu söyler, kazdağlarına
İncinmiş bir yâr'e, yıkık han duvarlarına
Ardından kır atı gezinir hükümdârın
Gidilmemiş, görülmemiş diyarlara
02.01.20
Elif EnezKayıt Tarihi : 19.5.2022 22:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!