Güneşli bir nisan ikindisinde
Moda Burnu'nde Marmara Deniziydi
Lacivert bir yatak gibi sessizce bekleyen.
Hemen arkamda,
sürüler halinde koşuşturan insanlar
kovalanıyorlardı sanki
Pluto'nun çağdaş melekleri tarafından.
Günlük telaşın paniği arttığı oranda ben
daha da sakinleşerek ilerliyordum
yasaksız ve kuralsız lacivert yatağın
öldürürcü arzularla gülümseyen dudaklarına.
Tam o sıradaydı...
Yani denize son adımımı atmak üzere olduğum anda
Titreşimli fısıltılar halinde yaklaşıp kulağıma:
'Nereye? ' dedin.
Kanım dondu.
Uzaklarda bir martı
gülerek sisler arasında kayboldu.
Marmarayla gökyüzünün birleştiği yerde
Yükselen dalgalar eşliğinde geliyordun
Bir elinde Nessos'un kanlı gömleği ile.
Boşa geçmiş günler gibi bakarken
El sürülmemiş gözlerimin boşluğuna
'Sessizliğe, sonsuz sessizliğe' diyebildi
Pörsümüş dilim son bir özlemle.
Ve, mistik düşlerdeki yüzler sessizleştiler birden
Geçmişteki görüntüler bakışlarını bana çevirdiler
Korkunç bir sıcakta üşüyor gibiydiler
Sende adımlarını yavaşlatıp
Yerküre kadar büyüdüğünde
Denizin çığlığında kayan yıldırımlar
Ulaştılar ayaklarımın dibine kadar.
Son cehennem kurulmuştu
Minos'un günahkar tahtının önünde.
Muhteşem alevlerle yanan gökyüzüne
Karanlıklar tanrıçasının masumiyeti yayılırken
Zevk veren şiddetin hiddetiyle bağırdım:
'Kül rengi akşam üstlerinesarılacak cesetlerimiz
Ve iğde kokulu karanlıklar olacak tabutlarımız.'
Kayıt Tarihi : 16.11.2006 17:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir bahar gününde Moda Burnu'da insan her zaman iyi şeyler hissetmez. Deniz bazen bir tüldür rüyalara, bazende bir küldür ocaklarda

ndr
TÜM YORUMLAR (1)