O yıllarda
Kim vurdaya gidiyormuş insanlar Ankara'da…
İşte ben,
İşkencesi bol senelerden
İhtilâllerden sonra gözümü açtığım
Bir eylül sabahından bu zamana
Hasretliğim, açlığım, susamışlığım
Sanadır, sadece sana…
Belki inanmazsın ama
Yüreğimdekileri sana anlatamıyorum diye
Kahreden gecelerin ardından
İçimde büyüttüğüm umutlarla
Güneşin doğuşunda,
Canımızla koruduğumuz hudut boylarında
Deli taylar gibi koşarım çatlarcasına..!
Nefes nefese kalıpta yavaşlayınca
Hayalin ansızın kulağıma
“Koş gel hadi!
Ankara'da ağlıyor yokluğunda
Bekliyorum seni dediği vakit
Daha büyük bir gururla hırsla durmadan
Memleketi kurtaracakmış gibi korkmadan
Koşuyorum ıhlamur çiçeğim, koşuyor
Her şeye herkese inat namlulara doğru
Katre katre gözyaşlarımı dökerek
Ellerinden su içmeye,kokuna,umutlarıma
Doğmamış kızımıza koşar gibi koşuyorum …
Koştukça..!
Ah koştuça..!
Daha çok inanıyorum
Bir eylül sabahı sana kavuşacağıma...
Kayıt Tarihi : 9.7.2010 13:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Karanlık gecelerin sabahında hasretinle durmadan koşuyorum bu ırak sınırında, koştukça dahada umutlanıyorum bir gün sana kavuşacağıma...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!