Hüdavendi dağı konuşturuyor

Cevat Sevil
HAK AŞIĞI KUL HÜDAVENDİ’NİN HAYATI VE AHLAKI
320

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Hüdavendi dağı konuşturuyor

- 623 -

Hüdavendi dağı konuşturuyor

Oldu Berbati
Sana diyem Dalan dağı
Açılmış gül yanağı
Etrafında türlü bahçe bağı
Sende mi içtin aşk bardağı

Kim senin temelini kurmuş
Greyder dozerle mi kazılmış
Yoksa Hakk’ın emriyle böyle olmuş
Benden başka kim seni sormuş

Vardır müthiş müthiş dereleri
Üstünde açılmış türlü reyhan gülleri
Üstünden gitmiş türlü çığır yolları
Acep kimse görmüş mü senin büyük halleri

Eteğinde bahçe vardır bağları
Dört tarafından çekilmiş küçük küçük dağları
Dolamaç adı ile vermiş senin halleri
Ne güzel açmıştır mor sümbül, reyhanları

Oldu Dalan dağı
Ben Âdem Havva’dan beriyem
Hak emriyle şarap içtim onun için serseriyem
Nice nice kavimlerden beriyem
Altı ay usluyum, altı ay deliyem

Hak’tan emir geldi ben yerimden oynadım
Deniz suyu gibi ben yerimden kaynadım
Hak’tan emir geldi ben emrinde durmadım
Onun için ben böyle başı belaliyam

Başımı kaldırdım dedim göğü delerim
Hakk’ın emrinde durmadım dedim semayı geçerim
Hak bir kara bulut kaldırdı başıma
Üstümde yağdırdı türlü türlü taşını

Ben zalimlik ettim o bitirdi işimi
Eğildi kirpiklerim, döktürdü kaşımı
Söylersem başıma gelen işimi
Felek ağu kattı tatlı aşıma

Oldu Berbati
Eteğinde vardır türlü türlü bağları
Eğildim öptüm o gül yanaklarını
Dudakları bal gibidir ne şirindir dilleri
Kul Berbati söylüyor bütün hal ahvalleri

Böyle uzanıp gidiyorsun ilden illere
Sen görmüşsün insan türlü dilleri
Sende benim gibi terk etin mi gonca gülleri
Acep onun için mi başını almış uzanmışsın illere

Etrafında vardır türlü köyleri
Bak Maşuk’un zatının, bak Âşık’ın halleri
Âşıklar destan olmuş düşmüş dilleri
Kimse sormaz onların müşkül halleri

Başın alıp yüce dağları geçmişsin
Hak emriyle aşk şarabı içmişsin
Derin derin yaraları sen kalbinde açmışsın
Biliyorum Hak aşkıyla sen bu yükseklere çıkmışsın

Oldu Dalan dağı
Hak emriyle ben de büyük ozanım
Kul Berbati senin gibi bende bir canım
Kendi bütçemde ben de büyük bir insanım
Zan etme başıboş ben de bir hayvanım

Nice yiğitler burda cengâveri tuttular
Ali Muhammed burda sancağı diktiler
Çok eshabeleri burda şehit etiler
Çoğu gazi olup hanesine döndüler

Türlü kuş bülbülleri başıma kondular
Senin gibi efsaneler çoğu yanıp, çoğu söndüler
Çok yiğit kızlar üstüme muhabbete geldiler
Kimi mücevherden alıp, kimi ömrünü boşa saldılar

Nemrut debdebeliğini yaparken gördüm
Azer put yaparken İbrahim’in sattığını gördüm
Nemrut ateşi yakarken Halil’i attığını gördüm
Sivrisinek Nemrut’un beynine girerken
Tokmakla vurulduğunu gördüm

Oldu Berbati
Ey Dalan dağı sen kız miydin gelin miydin
Oğlan kızın var mıydı yoksa sen ağyar miydin
Yoksa bir bahtiyar miydin, yoksa sen eğyar miydin
Yoksa bir bahtiyar miydin, sen de aşka yar miydin

Oldu dağ
Ben kız idim gelin oldum
İki gözüm kanla doldu
Açılan güllerim hepsi soldu
Ağlaya ağlaya gözüm kan doldu

Oldu Berbati
Dört tarafında vardır bostanı
Üç ay giyersin yeşil fistanı
Sonra dönersin viran bir hanı
O zaman âşıkları eylersin mestanı

Oldu dağ
Hak emriyle verir bana üç ay aşkı firakı
Türlü çiçekler ben de eder durağı
Ben senin gibi burada bakaram şah-ı Irak’ı
Odur bu gönlümün muhabbeti durağı

Cevat Sevil
Kayıt Tarihi : 2.8.2016 18:34:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Cevat Sevil