Hucurat Suresi Şiiri - Osman Erdoğmuş

HUCURAT SURESİ

40. Sure, adını odalar, sıra odalar adına gelir. Son zamanlara yani hicretin 9, yılına denk düşer. Dinin ikmal edildiği bir zamanda indirilmiştir. Ahlak ve edep konularını inceler.
1. Ey iman iddiasında bulunanlar, iman ettiğinizin ispatı için şöyle yapın. Allah’ın size olan ilgisini boşa çıkarmayın. İlahi güveni zedelemeyin. Kendinizi Allah’tan daha çok önemseyin. Sizin ne dediğiniz önemli değil, Allah’ın ne dediği önemli. İkincisi kendi düşüncenizi ve görüşünüzü Allah ve Resulünün önüne koymayın, şayet koyarsanız haddi aşmış olursunuz. Bir konuda fikir ve düşünce beyan ederken Allah ne buyuruyor diye onun emrini öne çıkarmak gerekiyor. Her şeyi bilenin görüşü, sınırlı olandan tabi ki öndedir.
2. Birinci ayete bağlı olarak, kendi görüşünü, Resulullah’ın sesinin, görüşünün üzerine geçmesin. Sizin de sesiniz çıksın, hiç çıkmasın değil. Ancak haddimizi de bilmek gerek.
3. Takva ile sınamak. Allah’ın sınavı geçireceğine işaret eder. Sınavı geçmek için kopya çekmeye müsaade ederseniz bu hakkaniyetli olmaz. Soruları siz yazarsanız bu da adaletli olmaz. Önce bilgi yollarını açıyor. Bilgiyi akıl ile donatıp ondan sonra imtihana başlıyor. Başta peygamberler, sadıklar, Salihler hep büyük imtihana tabi tutuldular.
4. Temim Oğullarının Medine’ye gelişinden sonra nüzul olduğu kesin. Kur’an’ın bedeviyetten medeniyete bir çağrısıdır bu.
5. İslam cemaati liderinin onurunu ve hatırını korur ve yüceltirse kendi onurunu kurtarmış olur. Ayağın onuru, başın da onurudur. Kendi zamanlamanızı bırakın, Allah’ın ve Resulünün zamanlamasına itibar edin.
6. FASIK; sorumsuz olan, alenen günah işleyen demektir. Müttakinin zıddıdır. Efendimiz Velit Bin Ukde’yi zekat toplamak göreviyle Mustalip Oğullarına gönderir. Mustalip Oğulları bunu duyunca silahlanırlar. Eskiden beri kabileler arasında bir husumet bulunmakta. Velide bu haber abartılarak anlatılır. O da geri döner. Resülullah onlara karşı gereken cevabı vermek için hazırlık yaparken bu ayet nazil olur.--- Müslümanlar aleyhinde yapılan haberlerde, araştırmadan inanmak bir ruh probleminin işaretidir. Yalan haber yapanlara uyarı vardır bu ayette. Bir de bilmeden konuşanı da uyarıyor. Bilgiye dayalı olmadan eyleme geçersen, kulakta dilde yanılmış olur.
7. Resül sizi dinliyor ama hep sizi dinlese sıkıntıya düşerdiniz. Uhud’da olduğu gibi. Çünkü onu yönlendiren Allah, parçanın tamamını görüyor. Siz ise parçayı görüyorsunuz.---Dinin temeli sevgidir. Sevgi tohumundan çıkan ise yine sevgidir. Meyvesi tohumundan çıkan ürünlere habbe denir. Muhabbet kalbe ekilmiş bir hububattır. Din ağacı muhabbet tohumundan çıkar. İmanın sebebi de sevgidir, sonucu da sevgidir.---Küfür yani inkarı yani nankörlüğü çirkin gösteriyor. Üç şey yeriliyor. Birincisi küfür, nefret ettirir. İkincisi Füsuk; yerini terketmek, haddini bilmemek, Allah’ın insana çizdiği sınırları aşmak. Üçüncüsü ise isyan, imanın zıddıdır. Müminlere bu üç şey çirkin gösteriliyor.
8. Yedinci ayetin sonu ile birleştirip okursan daha iyi anlamış oluruz.
9. Evsli Abdullah Bin Übey münafıkların başıdır. Krallığa hazırlanırken Peygamberimiz Medine’ye gelince ona ebediyen düşman olur. Bir gün Resulüllahın merkebi beni rahatsız ediyor der. Abdullah Bin Revaha, onun eşeğinin kokusu, senin miskü amber kokusundan daha iyidir deyince, Übey kabilesi Evsten “gelin bize saldırıyorlar” der. Asabiyeti öne çıkaranlar hemen hareketlenince bu ayet nazil oldu.
10. İşte temel değer bu, iman kardeşliği. Müminler bir şey olacaksa kardeş olurlar, rakip olmazlar. Düşman olmazlar. Sadece kardeş olurlar. Şayet kardeş olurlarsa tefrikaya düşmemiş olurlar. Ne der Akif “Girmeden tefrika bir millete düşman giremez/ Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.---Kardeşlerin arasını açmak haram, bulmak ise görevdir.
11. Kardeşliği zedeleyen en önemli unsurlardan biri hor ve hakir görmek. Tekebbürlü, gururlu olan kişi karşısındakini böyle görür. Bu da şirktir. Şirke giden bir yoldur.---İman kardeşinizi karalarsanız, kendinizi karalamış olursunuz. Birinin itibarını düşürmrk için onu karalarsanız, kendi itibarınızı düşürürsünüz. Bir mümini iman etmeden önceki hallerini ortaya çıkarmayın. Lakap hiç takmayın.
12. Suizan kalbin bedduasıdır. Hüsnüzan ise kalbin duasıdır. Kalp aynadır, suizanlar bu aynada hep kötü görürler. Çünkü kendileri öyledir. Kötü birini iyi bilmek sizi vebale sokmaz. İyi birini kötü bilmek ise sizi vabale sokar. BİRR: nedir diye soran sahabeye “onu yaptığında kalbinin rahatladığı şey” İSM ise “onu yaptığında kalbinin karardığı şey” buyuruyor Efendimiz. İSM, kökten kötülüktür. Kin tohumu eken, nefret meyvesi biçer.
Gıybet ikiyüzlülüktür, nifaktır. Sevgiye sıkılan bir kurşundur. İnsan gıybetle hiçbir şeyi düzeltemez, aksine bozar. Gıybet, ahlaki bir yamyamlıktır. Kardeşinizin etini yiyerek beslenmeye kalkmayın. Gıybet etmenin temelinde, başkasının rezaleti, benim faziletimdir mantığı yatmaktadır. Marifet kendini tepelerde görmek değil, kendini düzeltmektir. Her başkasını alçaltma çabası, kendinizi alçaltmış olur.
13. İslam kardeşliğinden daha geniş bir aileye getirdi sözü Kur’an. İnsan kardeşliğine. Etnik farklılıklar üstünlük, övünme ve yerinme olsun diye konulmamıştır. Sebebi, tanışmak içindir. İşte İslam evrenselliği budur. Kimse doğuştan imtiyazlı değildir, mahrum da değildir. Kişinin dahlinin olmadığı şeylerle övünmesi ahmaklıktır. Takva kazanılan bir şeydir, doğuştan gelen bir şey değildir. Ne kadar sorumluysanız o kadar üstünsünüz.
14. İman; iç duruş, esas duruştur. İslam, dış duruştur. İman, sosyal kimliklerle değil, şahsi duruş ve tercihle alakalıdır.
15. Sizin için, sizin ne dediğiniz önemli değil, Allah’ın sizin için ne dediği önemlidir. Müminin tarifini Allah yapar, siz değil. allah’ın mümin dediği mümindir, sizin kendinize ne dediğiniz önemli değil.---İmanda kuşku olmaz, kuşku olduğu yerde de iman olmaz.
16. Allah’a din öğretmek, kitaba uymak değil, kitabına uydurmaktır.
17. Kim kime muhtaç. İman eden, Allah’a muhtaç. Yoksa Allah2ın sizin imanınıza ihtiyacı mı var? Allah her şeye yetendir. Başa kakmak ne kötü. Müslüman oldum, bana şunu ver, bana bunu ver. İmanla şereflenmek, bizimde şerefimiz olur.
18.