Zarfını açtığımda mektuplarının
Sayılı voltaların
Tonlarca ağırlaştırdığı bacaklarımı
Sınırlı zamanlara inat
Tüm aydınlık yollarda koşturacağım
Durmadan dinlenmeden..
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
Devamını Oku
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
Okuduğum ikinci şiirinizde de dikkatimi ilk çeken, kararlı biçeminiz oldu. Bilincinize sağlık...
Yayılmacılık illeti, dünyayı koca bir hapisaneye çevirmiş. İçeridekilerin bedeni, dışarıdakilerin beyinleri tutsak edilmiş. Suyu kesilmiş karanfiller çiçeğe durmuyor artık. Köklerinin ihanetine mi uğramışlar? Fırtınalarda kırılan dallarının yerine çıkmamış mı yenileri? Toprağı mı eskisi kadar bitek değil?
Bir gün daha bir gürleşecek mutlaka. O bir gün ne zaman gelecek? Bizim için geç olacağı belli de çocuklarımız görebilecek mi? Ya da bir karanfil çiçeğinden bakabilecek miyiz o güne?
Yüreğin ve kalemin susmasın umudumun bacısı.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta