Yapamam ben bu çengili çağda
dokunulmaması gereken yasak meyve
nasıl dalda durmazsa bilirse gereğini
durmayacaktın
göz göre göre
bambaşka bir yere sürüldü kanın
aktı en uzun nehre
Ben kendime senin gözlerinde rastladım
Ne garip benzeşimdi,
Ne garip alaşım
Paramparça şizoid bir yarılmaydı
Fay hatları geçiyordu üstümüzden
Usul usul yokladım yakalandım
gözlerinin dermansız bağsız hercai gurbetine
göç ettim kendimden senin ülkene
halen yeniden kurulacak o ülkeye inanmayan
uyruksuz bir göçmenim kimsesizliğimle
orman yangını alevler fışkıran
deprem uğultusu,barut kokusu
düşman ordularını,dümenlerini
Ve seni izliyorum kaygılı
Seni izliyorum çoğalıyorum
Matruşka bebeği gözbebeklerin
Sana benziyor her göz
dişli tırnaklı, dirençli
Soyunduğunda kentin en işlek caddesine
Düşürüp kırıyorum en sevdiğimi
bir cam vazo bir altın heykeli
bir güvercin ürkekliğiyle
delik deşik kanıyor gövden
omuz başımda bir el ağlıyor
Duyamıyorum ne dediğini
Ölüyor bütün kelimeler
Sen gittin dün gibi ötelere
Siniyor tenimden ötesine
Bütün kelimeleri parlattım
Ovuyorum ovuyorum çıkmıyor
Ahh! O leke!
Kayıt Tarihi : 22.3.2015 12:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çocukluğum samatyada geçti şimdiki gibi ayrımcılık yoktu,
Tebrikler güzel şiirinize...
TÜM YORUMLAR (1)