Hani sakindim ya, sessiz naif.
Uslu derdin ya, akıllı oğlum derdin.
Kim oyuncağımı elimden alsa,
Oturur ağlardım bir köşede.
Ama sen vardın o zaman,
Kucağında uyumaktı en büyük hediye.
Hani üzülürdüm ya, yüzüm düşmüş.
Maymunum derdin ya, şempazem derdin.
Kim seni üzse,içimde bir ayna kırılırdı,
Toplayamazdım onu, onaramazdım asla.
Ne zaman yüzünde tebessüm belirse,
Parıldardı,içimde hep seni gösteren ayna.
Hani sevinirdim ya, ağzım kulaklarımda.
Palyaçom derdin ya, pinokyom derdin.
O zamanlar çok küçüktüm, ufacık,
Sendin tek eşim, hayat arkadaşım.
Yaşamak neydi ki, bilmezdim azıcık,
Sen gittin ya, işte hayatı o zaman anladım.
Hani ağladım ya, gözlerim kan çanağı.
Ağlama demedin, kıyamam demedin.
Senin gidişinle, sakinliğim de gitti,
Seninle koşa koşa gitti naifliğim.
Laf anlamaz, söz dinlemez rüzgarlar gibi,
Poyraz oldum, yokluğundandı bu deliliğim.
Hani durulmadım ya, seni bulana dek.
Oğlum diyene dek, yavrum diyene dek.
Birgün karanlığın içinde bir aydınlık,
Birgün bir yağmur düştü ateşten yüreğime.
Anne dediğim, beni ısıtan tek ışık,
Sen geldin, biliyorum, yaşamak bu işte.
Hani hoş geldin dedim ya, titrerken sözlerim.
Hoş bulduk dedin, dolu doluydu gözlerin.
Yokluğun içimde kabusların en siyahı,
Varlığın, en güzel mukafat, cennet gibi.
Ne olur ez beni,ayaklarının altındayım gayrı,
Üzülme Anne, bu bana, Peygamber müjdesi!
Kayıt Tarihi : 29.3.2007 17:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!