Hoşçakalın masumca inanışlarım ve çok sevmelerim. Zile basıp kaçan çocuk heyecanını yaşatsanız da bana, kolay kandırılır oldunuz hep sol yanımda.
Hoşçakalın her sabah yeniden tazelenip kalbimi sıkıştıran pişmanlıklarım. Artık bırakmalısnız hayatımdaki krallığınızı, yeni çiçeklenmiş umutlarıma.
Hoşçakalın ikiz günlerim, görmek istemiyorum sinsi gölgenizi yanı başımda.
Hoşçakalın pusuda bekleyen ince hesaplı insancıklarım. O pespaye tilkice canınız, girsin cehennemin en dibine.
Hoşçakalın kötü deneyimlerim. İyi birer öğreti oldunuz bana, her gün bir adım daha yaklaşırken sona.
Hoşçakal bir oda dolusu yalnızlığım. Aslında çok güzeldik ikimiz. Ayrılmalıyız ama, daha çok benzemeden Don kişot ve Sanço Panço'ya.
Hoşçakal mutsuzluğum, en çok da sen hoşçakal. Bir daha sana kızgınlığımın bedelini, ödetmeyeceğim güngörmüş saçlarıma
uyandırdın sessizliğimi aysız gecelerde
yaralı bir deniz gibi hıçkırdığını
bir fanus altında sıkışıp kaldığını..
aşkla kenetlenen kalplerimizin..
me'yus olduğunu,bunaldığını