Hoşçakal diyebildim usulca
Sesimi eski bir radyonun bozuk frekansına hapseder gibi
Anlaşılmasını istemediğimden belki
Ve belki de bir hoşçakala sığdıramadığımdan kendimi.
Duyulmasını hiç istemedim
Akan rimelime karışan acımın görülmesini de
Bir ömrü bir iğne deliğinden geçirir gibi,
Bir orman yangınında
Ömrünün tek gününü tüketen kelebeğin dağılan kanadı gibi,
Uzun bir kış gecesinin
Yaralı düş gücünün üzerini örtmesi gibi,
Usulca söyledim,
Usulca bir hoşçakal.
Üfleyerek geçen yaralardan değildi bu anladım
İliklerimde sıtmaya tutulmuş yarınların çığlığı
Ne kadar silmeye uğraşsam
Düzelmiyordu alnımdaki bozuk imla.
(Sil baştan yazamaz mısın tanrım
Alnıma kara diye çaldığın şu yazıyı.)
Hoşçakal diyebildim usulca
Gölgen,adı olmayan bir sokağı dönerken.
Artık hiç bir pencere göğe açılmıyor
Üstelik içimin türbelerinde hiç bir kandil yanmıyor.
Zamanın kendini inkar ettiği şu günlerde
Tenime keşkeler sürüyorum
Yaralarıma anason.
Hoşçakal sevgilim
Yüreğime yıldırımlar düştüğünden beri
Usulca gelen yağmura hürmetten
Ağlamıyorum
Kirpik uçlarıma hoşçakal demeyi öğretiyorum usulca
Hoşçakal sevgilim...
Kayıt Tarihi : 8.4.2017 19:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!