Hoşçakal Sevgili Gençliğim

Son kez baktım aynaya garip kaldığım
Şu manzarayla karşılaştım vay gençlik
Saçlarım beyaz bir kar gibi parlak
Uyanıyorum ve anlatabiliyor muyum?
Âdem tatlı bir çocuk sahibiydi;
İşte zaman geçti gençlik hiç bitmese keşke
En son yirmi yaşındaydım beni sevenler olacak,
Güzel şarkılar söyleyecektim.
Ferhat ile Şirin şiirlerini seslendirme çabasındayım,
Yaşlanıyorum bilmem beni anlıyor musun?
De işte bana gençsin de yüzümüz gülsün.
Benim aslında gönlüm genç;
O bana yeterli…
Genç yaşımda bir öğretmen olacaktım.
Benimde bir hayalim var. Ama dünyaya gelmiş olsaydım:
Hayatı yaşayabilmek için saatlerce şiirler yazardım.
Hoşça kal benim güzel geleceğim…
Kavgayı,
Bir yaprağın üzerine yazmak isterdim.
Sonbahar gelsin yaprak dökülsün diye
Öfkeyi,
Bir bulutun üzerine yazmak isterdim.
Nefreti,
Karların üzerine yazmak isterdim.
Güneş açsın karlar erisin diye,
Ve dostluğu ve sevgiyi,
İsterdim.
Onlarla birlikte büyüsün bütün dünyaya sarsın diye…
Sazım olacak Batman çayında çalardım.
Burası Dicle biz nasıl bir baykuşuz
Bilesin bu gelirse başa
İnsanoğlu nasıl bilmez,
Tenim ilaç dermanı şifadır…
Ne kadar seviyorsun desen;
‘’Nar’’ kadar derim…
Dışımda bir ben görünürüm
İçimden binlerce’’ sen’’ dökülür…
‘’ Gönlüm ister ki hep iyi dostlar edinmeyi
O düşünür özel öğrencisini onun adı İrem
Bir öğretmen gibi emekçi hemşirelik
Yakışırmış güler yüzlü insan
Bu gece yolumuz uzundu,
Bu gece ‘’Batmandaydım.
Kara trenler durmadan gelirdi
Yolumuz uzun anlata biliyor muyum?
Bazı insanlar vardır konuşmaya
Doymazlarmış,
‘’Hangi zorluğu çekeceğimi şaşırıyorum.
Bazen karabalıktan kaçınırdım.
Üç gün oldu bekledim seni
İki yıl oldu görüşmeyeli,
Seni sevdiğim ama aşkımız yalan oldu;
Ne garip şeymiş aşkın şiirini yazmak…