Hoşçakal Sen Şiiri - Güler Talay

Güler Talay
51

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Hoşçakal Sen

20/11/2006
Bize olan inancımızla içtenlikle,sabırla,sevgiyle kurduk bahçemizi.Ama payıma yalnız bahçıvanlık düştü.Bahçıvanlığı ben üstlenmiş gibi oldum.Koca bir bahçe ve bir bahçıvan,taşları temizlemek,fidanları,çiçekleri ekmek,çimleri biçmek,masalar hazırlamak,hamak kurmak,salıncak yapmak,çitleri yapmak,didikleyecek hayvanlardan bahçeyi korumak için korkuluk dikmek,bahçemizde huzurlu yaşamak için dinlenmek için hep uğraşmak gerekti.Ama yalnız bir bahçıvanım,hepsine yetişmek ağır gelir.Her defasında sulamak canlı tutmak...Ya sular kesilirse endişesi,bu bahçıvan olan beni aşar ki.Su varsa bahçeyi canlı tutabilirim,yoksa gel beraber taşıyalım suyu kovalarla.Bahçe ekip biçmek,ekilip biçilenleri canlı tutmak,korumak ağır işlerdir.Ağır yalnız işler gönül yorar,soldurur canlı renkleri de...Gönlüm yoruldu,renklerim soldu,bahçem kurumaya yüz tutup kıraç topraklara benzedi.
Ekip biçtim kendimce hasat sonunu erken göremedim,bu havalardandır havalar düzelir güneşi de görür bahçem,yağmuruda alır kuru toprağına canlanır sandım.Meğer kıraç topraklara gönlümün tohumunu atmışım,ömrümü naçar sevdaya ekmişim.Her gün kök salsın diye koparılıp bakılmaktan köklerim sökülüp ekilmekten tutunamadı.Tohumum sağlamdı,toprağım uğraşılırsa semeresi olur hasatta ziyanım olmazdı.Ama ekildiğim yerde hep köklerin tuttumu diye için sökülüp bakılmaktan her sökülmemde köklerimin her bir damarı kuruyup bütünüm ekildiğim yerde ayakta ama içten içe kurumayla gönül tohumumda ömrümle naçarlıkla kurumaya yüz tuttu.Güneşe,yağmura hasret bekleyişilerinde içten içe çürüdüm,ciğerim yandı,yüreğim yoruldu.Hani nerde benim terim,nerde benim ektiklerim,nerde çiçeklerimin rengi,nerde benim sohbet için kurduğum masalarım,nerde benim dinlenmeye uzandığım hamağım,nerde benim kahkahalarla salınacağım salıncağım,nerde benim ağaç olacak gölgesinde oturacağım fidanlarım,nerde benim bahçemin sınırı çitlerim,nerde benim didikleyecek hayvanlardan korunmak için yaptığım korkuluk nerde benim ömrümü ektiğim huzur bahçem....Benim naçar ömrüm....
Güzel bahçemizdeyken evimizdeyken,en güzel ev,en güzel araba,en güzel elbise zaten bizim olanlardı,bizim aldıklarımız zaten herşeyin en güzeli sahip olduğumuz en güzelliklerdi.Herşeyin en güzelini sözüm sana bizim için almak isterken unuttuğun tek bir şey vardı; varlığımız ve sadece olduğumuz en güzel halimiz.Almak istediğim tek şey senden gelicek sıcak bir bakış,söz ve en güzeli en değerlisi sevgindi.! '! !
Duvarımda saatlerim olmadı olanı kaldırdım.Uykusuz gecelerimde bekleyişlerimin tik takları yüreğimi titretirdi yüreğimin tik takları acı verirdi.Saatleri susturdum ama duvarları susturamadım,üzerlerime gelişlerini durduramadım.'Duvarların dili olsa da konuşsalar 'derlerdi ya şimdi anlıyorum ve iyi ki duvarların dili yokmuş diyorum.Çünkü biliyorum saatleri susturduğum gibi onları susturamayacaktım ve her yerim duvardı ve ben dört duvar arasındaydım.
Beklerdim seni camlarda yaşamından endişemden başka endişelere hiç kapılmazdım,gelirdin rahatlardım.Beklerken ki hiddetim,endişem sana reftardan öteye olmazdı,aşkı tadardık en arşlarda,bizdik,vardık ve hep varolacağızdı sabahlarda.Yemek yaparken yemediklerine kızar yediğini kızartırdım,tepsine döşer,önüne serer,bitince tepsini alır,çayını getirir şekerini de atardım.İki sigarayla tavda sohbetle seni yakalamak geçen gününün ardından sana ulaşmaya çabalardım.Önceleri güzeldi yada ben avunurdum.Artık yalnız gelmez oldun eve.İşler,adamlar,çekler,senetler,öfkeler,hırslar,bencilliklerle kalabalıklaştın,seni bulamıyor,seni arıyor olurdum.Kalabalığın bizim içindi; ama bizim seni kalabalığa itecek öyle büyük beklentilerimiz,isteklerimiz olmadı,bizim için hiç yalın olamadın.Her defasında seni kalabalıklar içinde aramaktan yorulur,kalabalığının kaosunda senin hiddetinde kaybolurdum.Sadece sana sığınırdım,sana tutunurdum.Kalabalığında aramaktan yorgun beni gördüğünde,elimi tutmazdın giderdin.Arayıp bulmalarıma ardından yetişmeyi de ekledin, yorgunluğuma aldırışın bile olmazdı.Ama hep sen yorgun olurdun.Yorgunluğun hiç benden olmazdı,ben dışında o kadar çok uğraşın vardı uğraşlarından yorgun olur,yorgunluğunu almamı beklerdin.Yine yorgunluğuma aldırmaz bir rahatlıkla hep senin olmamın rahatlığını kullanırdın.Yorgunluğuma yorgunluğunu yükleyecek ve bunları taşıyacak benim yılacağımı,yorgunluğuma yenik düşebileceğimi,düşünmeyecek kadar bencil olabileceğini düşünmemiştim,yaşayarak öğrendim ve bunları düşünmeye sen ittin beni.Senin gözünle baktığım bazı noktalarda ki körlüğümü,senin sözünle konutuğumda laflarımın acıtacak kadar sivri ve suskunluğumda kendi sözlerimin düşündüren sessiz derinliğini gördüm.
Evim, bahçem mabedimdi.Ben sen diye hep mabedime sığındım.Her karanlığıma mum yakıp aydınlatacağımı sandım ama mumun dibine ışık vermediğinin çaresini her yere mum yakmakla buldum.Öyle bir aydınlık olduki karanlık bir nokta kalmamıştı ama mumlardan adım atacak yerin kalmadığını gördüm.Kalakalırdım aydınlık karanlıklarımda mabedimde.Sığınağımda herşey serbestti,gülebilir,kızabilir,herhalde dolaşabilir,hanım olmak zorunluluğunu göstermeler yoktu.Ama dışarı da öyle değildim,ben ben değildim,senin istediğindim.Gülmem kahkahalardan yoksun soğuk bir mimik çizgisinde kalırdı sen öyle istersin diye,düğünlerde duvar çiçeği olurdum sen öyle istersin diye,hem elbiselerim hem senin benliğime girdirdiğin elbiseleri taşırdım sen öyle istersin diye ve diyeler...
Yoruldum,yorgunluğumla yalnız kaldım yüreğimin arka bahçelerinde.Yalnız bıraktın beni, o kadar yalnız bıraktın ki bunları yazacak kadar yoksun kaldım senden,yoksun bıraktın kendinden.Senden gitmek istiyorum sen bende olduğun güzelliğinle kalmalısın.Bunu artık ben istiyorum ve sen böyle istemesende istediklerini o kadar tutkun,o kadar çok yaptım ki bende bütün yüreğimi kullandın.Kalan yüreğimi kendime oğluşuma yettirmek zorundayım.Bu defa olması gereken olacak.Bu defa bugüne dek ekilenlerin hasatında olanlar yüreğime hep ziyan vermiş ve toprağın dinlenme halini de geçeli çok olmuş.Sevdamı ektiğim toprağın ömrümü naçar yalnızlıklara budamış,senin toprağında derlediğim hayat tohumlarım tutmadı,tutanlar kurudu ve arka bahçem de uğraşıp avunacak sana,kendime ve hayata yetecek bir ben kalmadı.Sen hep o ben,ben,ben dediğin senle mutlu kal........
Hoşçakal sen!

hivda

Güler Talay
Kayıt Tarihi : 6.9.2008 16:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Deniz Köksal
    Deniz Köksal

    :((( Hüzün hiç bu kadar saf anlatılmamştı seven yüreklerde.. o hüzlü size sevdiren yüreğinize sağlık.. Yani hüzünleri yazdıran demek istedim.. Yazabiliyorsak içimizdeki acı ve tatlı duyguları, teşekkür etmeliyiz herşeye rağmen.. en azından yaşanmışlıklar adına...

    Cevap Yaz
  • Deniz Köksal
    Deniz Köksal

    :((( Hüzün hiç bu kadar saf anlatılmamştı seven yüreklerde.. o hüzlü size sevdiren yüreğinize sağlık.. Yani hüzünleri yazdıran demek istedim.. Yazabiliyorsak içimizdeki acı ve tatlı duyguları, teşekkür etmeliyiz herşeye rağmen.. en azından yaşanmışlıklar adına...

    Cevap Yaz
  • Deniz Köksal
    Deniz Köksal

    :((( Hüzün hiç bu kadar saf anlatılmamştı seven yüreklerde.. o hüzlü size sevdiren yüreğinize sağlık.. Yani hüzünleri yazdıran demek istedim.. Yazabiliyorsak içimizdeki acı ve tatlı duyguları, teşekkür etmeliyiz herşeye rağmen.. en azından yaşanmışlıklar adına...

    Cevap Yaz
  • Deniz Köksal
    Deniz Köksal

    :((( Hüzün hiç bu kadar saf anlatılmamştı seven yüreklerde.. o hüzlü size sevdiren yüreğinize sağlık.. Yani hüzünleri yazdıran demek istedim.. Yazabiliyorsak içimizdeki acı ve tatlı duyguları, teşekkür etmeliyiz herşeye rağmen.. en azından yaşanmışlıklar adına...

    Cevap Yaz
  • Deniz Köksal
    Deniz Köksal

    :((( Hüzün hiç bu kadar saf anlatılmamştı seven yüreklerde.. o hüzlü size sevdiren yüreğinize sağlık.. Yani hüzünleri yazdıran demek istedim.. Yazabiliyorsak içimizdeki acı ve tatlı duyguları, teşekkür etmeliyiz herşeye rağmen.. en azından yaşanmışlıklar adına...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (7)

Güler Talay