Hoşçakal İçimin Mavisi Şiiri - Özlem Erden

Özlem Erden
14

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Hoşçakal İçimin Mavisi

bir an'dı seninle karşı karşıya kalmam
nasıldı merhabalaşmamız heyecandan anımsayamıyorum
hep sonrasına takılı kalmış aklım
sen bana gülümsüyordun, sen gülümsedikçe ben gülmeyi seviyordum
öylesine gülüyordum
anımsadıklarım arasında silinen merhabaya aldırmamışım bile...
gün geçtikçe ben benden uzaklaşıyordum
anımsıyorum gün geçtikçe ben hep sen diyordum
gülümsüyordum sen dedikçe
sevmezdim ya bir şeyler izlerken en can alıcı yerinde çıkan reklamları ya seninle de bir reklam uzunluğunda ayrılığı anımsıyorum
sorasında yine merhabalara aldırmayışım ve hep sana susayışım kaldı ezberimde
zaman iç içe geçti birden bire
reklamlar gerçekten uzun niteliğinde oldu, senlerin sonuna gereksiz ekler eklendi,
ben sen derken siz ardından geliyordu, dudaklarım arasından zorla taşıyordu, birden sensizlik oluverdi...
yeniliklerin ortasında merhabayı silivermiştim ya anımsamakta zorlanıyordum...
gülmek birden yabancılaştı, tanınmaz bir hal aldı, aktı aktı sel oldu
ardından sulara karıştı, yanaklarımda izleri kaldı...
suların rengi maviydi sende ya bende de öle olmuştu
baktığım her yer maviydi
geceler kapıya dayandığı vakit içimin mavisi oluyordun yine aynı kalıyordun
sonra sonra sesszlik çöktü,
sonra sonra sensizlik çöktü
sen gittin
ben gittim
ben senken, bensiz oldum, içimizdeki tüm fenerler yok oldu
ışıklar kapandı her yer karardı, sular hiç tadında akmadı
nasıldı merhaba deyişimiz anımsayamıyordum ya vedasını unutmak hiç mümkün olmadı
hani o söz bir bedene, bir yüreğe hiç bölesine saplanmadı, aklı başından almadı
öle zordu ki o gözler o deryaya hiç bakmadı, o yüreğe güneş hiç doğmadı...
hani içimin mavisi sana hoşçakal diyen dilim var ya o gün bu gündür hep lal oldu, kelimeler dudaklarım arasına öylece tutsak oldu...
merhaba diyemeden hoşçakal diyen benliğim maviliğinin esaretinde sonsuz karanlığa hapsoldu...

Özlem Erden
Kayıt Tarihi : 12.1.2011 22:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Arap Naci Kasapoğlu
    Arap Naci Kasapoğlu

    duygular çağlamış, şiir barajının bendini zorluyor...

    Cevap Yaz
  • Sevtap Kaya Nurgönül
    Sevtap Kaya Nurgönül

    Mavi Dünyam

    her geldiğinde güz olurdu
    güz ile gözlerin kardeş olurdu
    yüreğim üşürdü grilerinde..
    ne yapsan da,
    ısıtamazdın titreyen benliğimi..

    bu gelişin başkaydı ama;
    gökyüzünün mavisini,
    denizlerin mavisini,
    gözlerinin mavisini..
    hepsini bir arada getirmiştin.

    güneş altın sarısıyla ışıtıyordu
    tüm mavilerimizi..
    hastaydı ruhum!
    dermansızdı dizlerim!
    göz bebeklerim ağırlaşıyordu kollarında..

    bir ninni misali,
    dudaklarından düşen her kelime
    yüreğimi yeşertiyordu..
    bitkilerin uykuda fotosentez yapmaları gibi
    kirli havayı dışarıya soluyor,
    temiz havayı çekiyordum ciğerlerime..

    bir martının çığlığıydı apansız,
    denizin durgunluğunu canlandıran,
    ölümcül sessizliğimizi bozan..
    ve suların şavkıydı yollara vuran,
    sevdamızı aydınlatan..

    ben hala annemin karnında,
    doğmayı bekleyen bir fetüs gibiydim..

    her gelmenin bir gidişi vardı..
    sende gidecektin mavi dünyam
    biliyordum..

    ve ben,
    her şeye rağmen
    doğmalıydım,
    doğacaktım,
    doğdum!

    Sevtap Kaya Nurgönül


    Çok güzeldi,yüreğinize sağlık,başarılarınız daim olsun..sevgiler..

    Cevap Yaz
  • Yusuf Yıldırım
    Yusuf Yıldırım

    Bu kadar derin bir sevdanın içinde bu fakir olsaydı eğer,önce hızını keser sonra da el frenini çekerdi.
    Bu kadar güzel bir aşk öyküsü ancak flozofların kaleme aldığı öyküler kategorisinde yer alır...


    Duygu yelkeninin derin sulardaki seferinde elde olmayan nedenlere dayalı rüzgarında yönlendirdiği istikamete yelken açarken,bazen kontrolünüz dışında beklenmeyen sığ sularda bulur insan kendini.Can simidi yerine kullanılan irade gücünü olanüstü durumlarda devre dışından çıkarmanın zorunlu halleridir duygu yoğunluğundaki açmazın kurtuluşu. Eller titrek,gözler ürkek,diller peltek olduğunda bilki o can simidine şiddetle ihtiyaç var.Çünkü bilemezsiniz ki...'O sığ suda' ne gibi riskler var...ya boğulursam...ya da göründüğü gibi mas mavi bir güzelik te değil de aldatıcı ise,ya girdap tuzağı ise..vs.vs. o halde irade can simidi ,hayatın geleceğine ışık tutacak koordinatları belirleyici unsuru yol haritanızı elinize tutuşturan 'o can kurtaran irade simidi'olacaktır. Yarınlar da tekrar duygu deryasına yelken açma gerği duyulduğunda,o pusulanın ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılacağından ,öz güveni duygu dünyasına rapteden yapıştırıcının avadanlıklar arasında en elzem öge olduğu o zamna anlaşılır. Kaçan balık büyük de gözükse sadakatsiz ise neye yarar.Eldeki kalan balık sana ait olandır ,makbulü sadık olanıdır.Hayatta yürekleri titreten heyacan ,beklenmeyen karşılaşmalardaki sarsıntıdır.Zaten o şiddetli sarsıntılar olmasa,kalb keçeleşir,ritmi tembelleşir,heyacan durağanlaşır.Bu geçici ritmin verdiği ilhamlardan tetiklenen o elektriklenme,o akım ,şairlere malzeme olan yegane cevherdir.O madeni bulamayan esin den yoksun, ilhamdan mahrum kalır ,yalın ve yavan dünyalı kalır. Hiç bir şeyin bitmediğini,yarın başka bir günde başka sulara yelken açıp,yüce yaratanımızın varlığının tezahürü olan güzel duyguların şükrünü hatırlayıp,iyi doğru ve şeyler yapıp,bizi var eden Rabbimize layık kul olmanın yön ve yöntemlerini iyi bellememiz gerektiğini öğremiş olmamız kazançtır deyip halimize şükretmemizdir asıl olan...
    . Yusuf Yıldırım

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Özlem Erden