Biliyorum aslında ben bu hikâyeyi
Anlatmadan önce canın kahve çeker, yanında bir sigara,
Her şey gardan kalkmaya hazır tren gibidir.
Ben o trene de bindim, ben o treni de kaçırdım, ben o
trenin hareketini de izledim
Biliyorum, aslında ben bu hikâyeyi.
Önce kahveden bir yudum alıyorsun sonra bir sigara yakıp
içine dolduruyorsun.
Aslında her şey kafanda, kalkmaya hazırlanan tren
vagonları gibi
Sıralı duruyor tüm cümlelerin,
Sonra başlıyorsun harekete, sıralıyorsun her birini nefes
almadan
Yavaşça ve gidercesine.
Oysa ben sadece küçük bir otomobili tercih ediyorum bu
hikâyede.
Çalışır durumdaki arabama binip arkama bile bakmadan
basıp gidiyorum oradan
Aslında en başından beri biliyorum ben tüm hikâyeyi,
Bilmediğim tek şey hikâyenin nerede, ne zaman, nasıl sona
ereceği.
Her şey hızlı olsun istiyorum;
Hızlı kalp ritmi, hızlı günler, hızlı anlaşmalar, gülüşmeler,
sevişmeler, hızlı sonlar ve en hızlı veda...
Her şey hızlı yaşansın istiyorum
Öyle de yazılıyor bu hikâye.
Sen bir trenin vagonlarını seçerken ben küçük bir
otomobili tercih ediyorum.
Ben bu hikâyeyi en ince ayrıntısına kadar biliyorum.
Şimdi bana yeniden bir hikâye yaz, içindeki her şey yavaş
olsun, merhaba dışında.
Ben de yeniden okumayı öğreniyormuşçasına heceleyerek
okuyayım tüm hikâyeni.
Bu sefer ben bir treni alayım, sense otomobili
Ben geriden geleyim, sen önden var gideceğimiz yere
Ben sonradan göreyim bu hoşçakalın en tatlı yerini.
Bana şimdi bilmediğim bir hikâye yaz, merhabası hızlı,
hoşçakalı yavaş olan.
Ben de inanıyım sana, hızlıca, aldırmadan
Bana bir hikâye yaz;
İçinde benden başka sen olmayan.
Hareket saatini söyleme bana, nasılsa atlarım o yola,
Sen hızlan, yetiş önce, ben varmadan o sona,
Bir de inandır beni mutlu sonun imkânsız olmadığına…
Kayıt Tarihi : 4.11.2021 10:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!