Hoşça kal güzel şehir,
Yıllarca kanımla,
Tenimle kaldırımlarında harcadım ömrümü
Sakalım kar beyazı, gönlüm yılların yorgunu
Arka sokaklarda, gecekondu çığlıkları büyüttü beni
Bilir misin güzel şehir kaç ana göçtü?
Bilir misim kör kurşunlar kaç yüreği yardı?
Hoşça kal güzel şehir!
Hep hüzün rüzgârları esti benden yana,
Bir sarhoş narasıyla bölündü rüyalarım.
Sonra uykular haram oldu bana
Gündüzleri itilmişliğin kahrı
Geceleri yalnızlık korkusu
Kenar mahalle evinde hep çalıntı ekmek kokusu...
Hoşça kal güzel şehir!
Binlerce umut besleyip uğurlamıştı beni anam
Memlekette onurlu fakirlik kavgası
Şehirde hep ihanet kavgası
Buralarda sevmek para,
Aşk satılık, onur satılık,
Bulunmaz kardeşlik, sevdanın delisi
Güzel şehir, bilir misin aşkın ihanet gözyaşlarını?
Ya satılık namusların pazar kaygısını...?
Hoşça kal güzel şehir
Sırtım çürük, ellerim iş görmez oldu
Gençliğimi hediye bıraktım sana
Bir daha gelmemek için gidiyorum.
Ey güzel şehir!
Boyalı yüzün cehennem ateşi
Gidiyorum buralardan
Hayatın estiği memleketimde ölümüne...
Hoşça kal güzel şehir
Hoşça kal yarınların umutsuz çehresi...
Kayıt Tarihi : 7.10.2023 12:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bin bir umutla şehirlere gelen insanların içine düştüğü yalnızlık, travma ve umutsuzluk kuyularındaki yaşamlarından geri dönüşü anlatan bir şiir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!