HOŞ GELDİN YENİ YIL... UMUT OL BİZE
Saygıdeğer gönül dostlarım. Sevgiler, selamlar ileterek konuyla ilgili bazı duygularımı paylaşıyorum. Ömrümüzden her gün bir yaprak kopardıkça bunun toplamı da üçüz atmış beşi bulunca, on iki aya odaklanınca, dört mevsimle kucaklaşınca bir yılı tamamlamış oluyoruz. İnancımızın gereği yılbaşı kutlama eğlencelerini onaylamıyorum. Çünkü bizim takvimlerimiz miladi yılına göredir.
Türkiye de basılan tüm takvimlerde miladi yılı da hatırlatılmaktadır. Günlük kopardığımız yaprakların önünde ve arkasın da önemli bilgiler yazılmaktadır. Konumuz hoş geldin yeni yıl... Umut ol bize olduğuna göre bununla ilgili bazı tahminlerimi paylaşmanın fayda sağlayacağını düşünüyorum. Takvimlerde bazı süslemeli yazılar, önemli günler, resimler bile ruhumuzu okşamaktadır.
Her geçen yılda umduğumuzu bulamayıp, gönlümüze göre huzurlu, mutlu yaşayamadığımız için, yeni yıla hayaller kurarak girmekteyiz. Bu duygumu yukarıda bahsedilen miladi yıla göre de değerlendirebilirsiniz. Biliyorsunuz her yılı farklı yerler de farklı düşüncelerle kutlamaktadırlar. Bizim inancımıza ters düşen davranışlardan umarım kaçınmışsınız dır. Çünkü hesap sorulabilir.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta