HOŞ GELDİN AYLARIN SULTANI
Hoş geldin şehr-i Ramazan, güzellikler getirdin,
Şeref verdin hanemize, muhabbetle oturdun,
Yürekten tövbe eyledik ulaştır Rabbimize.
Minnettarız ey kutlu ay bizden selam götürdün,
Şeref verdin hanemize, muha betle oturdun.
ŞEHRİ RAMAZAN
Hamdolsun bir Ramazana daha eriştik. Yıl; iki bin yirmi, aylardan Nisan. Yaklaşık bir ay içerisinde Korona virüs yüzünden binlerce insanımızı kaybettik. Kırk gündür evlerimize kapandık. Bir sessizlik, bir suskunluk, ağızları bıçak açmıyor. Herkes korku içinde. Salgın ve açlık kaygısı birbiriyle at başı gidiyor. İşsiz kalan insanlar resmi kurumların kapılarında üst üste yığılmış durumda, yardım beklemekteler. Ekmek parası için virüsü hiçe sayarcasına balık istifi gibi bekleşiyorlar. Zira virüsün de, açlığın da ucunda; ölüm var, acı var. Bir de parası pulu olduğu halde salgına meydan okurcasına bir birlerini ite çeke marketlerde alış veriş yapanlar var. Bunlar da aç kalırız korkusuna kapılıp ameli doymayanlar.
Tüm bunların yanında bir de sağlık çalışanlarımız var ki Rabbim onlara bin bir kolaylık versin bu salgından asıl korunması gereken onlar. Onlar bizim gibi evlerine çekilip oturamıyorlar, hastalar onların şifalı ellerine muhtaçlar. Bu sene Ramazana üzgün ve sessizce, korona denen virüsün karanlık gölgesinde giriyoruz. Bu sene olumsuzluklar birbirini takip ediyor; Kâbe öksüz, camiler yetim, mabetler boş, gönüller elemli, herkeste bir tedirginlik, bir bedbinlik ölüm korkusuyla yaşamak böyle bir şey besbelli.
Ramazan garip girdi, garip geçecek belli. Zaten son yıllarda garip geçiyordu gösteriş iftarlarıyla, televizyon hocalarının söyleşileriyle geçiyor olsa da böylesini hiç görmemiştik. Koca dünya bir virüse yenik düştü. Fabrikalar durdu, makineler çalışmadı, ekonomi bozuldu, düzen alt üst oldu, salgın gittiğinde ne hasarlar bırakacak bilinmez. Umut edelim ki az hasarla kurtulalım.
Gelelim eski Ramazanlara; eskiden günler önce ramazan hazırlığına başlardık Ramazan alışverişi, Ramazan temizliği, Ramazan hazırlığı gibi pek çok güzel hazırlığımız vardı. İlk sahura mutlaka börekler, çörekler yapardık evde ne kadar insan varsa çoluk çocuk hepsi sahura kalkardı. Oruç tutmayan olsa bile sahur sofrasını bereketlendirirdi. Ramazan coşkusu ibadet hevesi her yürekte yer bulurdu ve sevinçle karşılardık Ramazanı. Evlerimiz, eşyalarımız temiz ve tertipli olurdu. Çoğumuzun evinde sobalar vardı sahur vakti bütün aile bir arada soba başı çay keyfi yapardık. Şimdiki gibi bardağını eline alan odasına çekilmezdi. Çaylar içilirken sohbetle sabah ezanı beklenirdi, isteyen camilere mukabeleye giderdi.
Son zamanlarda Ramazan heyecanı eskisi gibi değil. Mübarek Ramazanın adı var ancak hakkıyla karşılama yok. Bu kıymetli ayın hakkını veremiyoruz. Camilerin teravih, mukabele gibi insanları coşturan güzel gelenekleri vardı. Salgın dolayısıyla bu sene onlar da olmayınca Ramazan iyiden iyiye garip kaldı. Dünyayı kasıp kavuran virüs bizleri biraz olsun gafletten uyandırır mı acaba? Hayat insan için çok önemli, ölümse açmış gözünü kapıdan bakıyor ensenizdeyim dercesine. Şimdi durup düşünelim gözle görünmeyen bir virüs hayatımızı alt üst etti ne yapabiliyoruz? Kocaman bir hiç evlerimize çekildik ve aman bize bulaşmasın duasındayız.
Bu virüsle birlikte topyekûn çaresizliğimizi gördük, ne kadar da aciz ve çaresiz varlıklarız. Yüce Allah dermansız dert vermezmiş. Bu derdin de dermanı bulunacak illa ki, bir aşı üretilecek Allah’ın izniyle bu bela başımızdan gidecek ancak çok insanımızı kaybedeceğiz. Acılarımızdan sıyrıldığımızda kendimizi bambaşka bir dünyada bulacağız. Bu zorlu günlerin sonunda dünya düzeni değişecek, rüyadan uyanır gibi uyanacağız. Zaten hayat da rüyadan ibaret bir şey değil mi? Uyudun uyanmadın olacak hepsi. Onun içindir ki dosdoğru olup Allah’ın ipine sarılmalıyız, farzı, sünneti terk etmemeliyiz, Ramazanı şerifi ihya etmeye çalışmalı, ibadet edip günahlarımızı eritmeliyiz.
Ramazan bize şahitlik edecek, onu af kapısı olarak görmeliyiz. Bu demek değildir ki günah işle tövbe et. Hayır, bilerek bilmeyerek ufak tefek günahların affıdır bu günler, hasat zamanıdır. Hak yemek, zulmetmek bunlar illa ki mizanda hesaba gelecek. Her insan iyiliğinin de kötülüğünün de karşılığını bulacak. Bu mübarek ayın içinde öyle bir gece var ki bin aydan kıymetli olan; Kadir Gecesi. İşte bu gecede dualar arşa yükselecek, açılacak göklerin kapıları, iste kulum diyecek yüce Mevlamız iste ki vereyim hüsnü niyetle büküver boynunu.
Böyle kıymetli bir gece leyle-i kadir, Allah nelere kadir. İnşallah gecenin hakkını vererek Allah’a kulluk ederiz. Bayramla birlikte güzel bir dünyaya açarız gözümüzü. Bu karanlık günlerden kurtuluşumuza vesile olur bu değerli ay. Allah bizleri Bayrama bereketle, sağlıkla, huzurla varmayı nasip etsin. Rabbimizden ümidimiz çok. O dilerse her kötülük iyiliğe, her çirkinlik güzelliğe dönüşür. Hayırlı umutlu Ramazanlar dilerim.
Rabia BARIŞ
Rabia Barış 2Kayıt Tarihi : 4.6.2020 04:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Rabia Barış 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2020/06/04/hos-geldin-aylarin-sultani.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!