Hortumculara Şiiri - Muharrem Kılıç

Her yerde devlete yemin ettiniz.
Lokma büyüdükçe, kolay yuttunuz.
Hani, “Kendiniz içinse namerttiniz? ”

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Rüşvete kavuşan karıyı boşar,
Milyarlık nafaka dökülür, taşar.
Vatandaşın aklı, bu işe şaşar.

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Yasanın önünde eşit vatandaş,
Cezaya gelince, reşit vatandaş,
Halen uyanmadı, çeşit vatandaş.

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Bu millet kendine sakın gelmesin,
Hırsızları, soysuzları bilmesin.
Zinhar ki sizlere hesap sormasın,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Elli marka bile hesap açılır,
Para çuvallanır, sonra kaçılır.
Eşe-dosta bol keseden saçılır,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

En güvenli yerde kıçı vurulur,
En ulu yerlere mesaj verilir.
Demeçler verilir, gerdan kırılır,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Kimi Kızılay’ı yuttu, kuruttu,
Kimi, enerjiden tuttu kuruttu,
Kiminin mesleği, tutti furutti,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Adamı attılar demir kafese,
Orada da kan kusturdu herkese,
Buna fazla olmaz, billah ne dense,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Kimi bir gecede borsa batırdı,
Hesaba, beş milyon dolar yatırdı,
Mavi-beyaz derken işi götürdü,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Başımıza bir kayınço türetti,
İşlerini tıkır tıkır yürüttü,
Her ne gerek ise yoktan var etti,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Bilgisayar çöplüğünden ihale,
Alarak geldiniz beyim bu hale.
Kayın pederiniz nasıl, de hele!

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Alman çöplüğünün süprüntüleri,
Devlete satıldı “Bu en ileri,
Teknoloji” diyerek et yeminleri.

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Gideri yaz, devletteki masaya,
Rüşveti koy, evindeki kasaya,
Bir formül bulunur kanun, yasaya,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Çıkarsınız, size çıkarılır af,
Yeter ki sıkı durun, yapmayın bir gaf,
Bu aftan, sadece vatandaş muaf,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Dikili ağacı yoktu bunların,
Yalaka, yağcısı çoktu bunların,
Başlarına türbe dikti bunların,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Şu benim ablamın bir çiftliği var,
Emekli gariban, burda ne yapar?
Bahçesi çok geniş, asfaltı da var,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Bosna, Çeçen yardımları yürüdü,
Mercimekler dosyalarda çürüdü,
Az konuşan hepisini kürüdü,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Devlet hazinesi özel malınız,
Buyurunuz, beğeniniz, alınız,
Pek iyi çıkmıyor, artık falınız,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Koçum buyurmuş ki,”kelepçe ayıp.”
Kuş tüyü yataklı villa döşeyip,
Yatırmalıymışız, zemzemle yuyup!

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Siyaset uğruna halkı böldünüz,
Ardımızdan katılarak güldünüz,
Soframızdan aşımızı çaldınız,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Doğru söyleyeni siz vurdurdunuz,
Kardeşi kardeşe, siz kırdırdınız,
Yürüyen gemiyi, siz durdurdunuz.

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Gariban aç kalıp, çalarsa ekmek,
“Gereklidir onun kolunu kesmek”
Size yan bakanı, caizdir asmak,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Bir gemi dolusu papaz topladın,
Trabzon’da taşı yedin, saklandın.
Aynaroz’da günahından aklandın,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Eroinden plazalar diktiniz,
Yasaları limon gibi sıktınız,
Hukuk bitti, tepemize çıktınız,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Nüfus dengesini sizler bozdunuz.
Bu milletin mezarını kazdınız.
Devlet geriledi, sizler azdınız.

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Türk’ü, Kürd’ü, Laz’ı ve de Çerkes’i,
Hepsi bizim. Bir görürüz herkesi.
Size ait, “etnik kimlik” zırvası.

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Başınıza sarıkları taktınız,
Melul melul sağa, sola baktınız.
Ayşe’leri, Fatma’ları yaktınız,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Kur'an, elinizde oyuncak oldu.
Tarikat, şeriat hep para-puldu.
Millet, soyulmaktan artık yoruldu.

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Ceket yakıp, tabak kırdınız gece,
Benim kutsallarım, size gülmece!
Adınız aklımda, hep hece hece,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

Ama artık bitti saltanatınız,
Üsküdar’ı geçemiyor atınız,
Devlet malı, çiftliğiniz, yatınız,

Hortumunuz kopsun, kanı bozuklar,
Soyu-sopu ve de dini bozuklar.

*
Bu devleti kuran, bir güç var beyler!
Arkasında duran, bir güç var beyler!
Artık hesap soran, bir güç var beyler!

Hortumunuz koptu. Defolun gidin.
Çaldıklarınızı da iade edin.

Gaflet, dalalet, hıyanet içinde,
Olduğunuz belli, kesin biçimde,
Dersinizi verecek, millet seçimde.

Hortumunuz koptu. Defolun gidin.
Canınız bağışlandı, ona şükredin.

Şehit-gazilerin ruhu şad oldu.
Asalak sürüsü fena bozuldu.
Temiz vatandaşın isteği buydu.

Hortumunuz koptu. Defolun gidin.
Can bağışlandıysa ona şükredin.

Çoban’ım, bu destan uzayıp gider.
Kimi devran sürer, kimi derbeder.
Gelenler olmazsa, gidenden beter,

Hortumlar tarihe karışır artık,
Devlet, vatandaşla barışır artık.

(23.01.2001-İstanbul)