Varoluşsal sancılar bunalımında doğdu
Güneş doğmuyor artık yüksek tepelere.
Geçmiş hatıralarımı sakladım derinlere.
Senin ruhun gömülü ben denizinde,
Kilidini Thor dövmüş, yerine Hades koymuş, kime ne?
Keşkelerim akarken geçmişe,
Güneş ışıklı bir gecede,
Uzanıyorum bulutların üstünde.
Sessizlik çok gürültülü geliyor,
Benim sâkim hayal meclisinde.
En güzeline vuruldum,
Artık ısıtmıyor gözlerim bizi
Ruhum körelmiş bir nefes
İstediğin kişi oldum mu sonunda?
İstediğin çocuk öldü en sonunda.
Zaman akıp giden bir nehirmiş,
Başladım yine okyanusumu düşlemeye,
Yalnız bir vaziyette boğulur halde.
Ölüm olsa da gözlerinin en derininde,
Ayırmam gözlerimi tek bir saniye.
Parıldıyor ışığında kaybolduğum gözlerin,
Yakınlaşıyorum ufuk çizgisine,
Gaddar, dalgalı denizinde yüzdükçe.
Derinleşiyor kahverengi gözlerin,
Gözlerimin yağmurunu izledikçe.
Ebediyete kapalı aciz gözlerim,
Düşüncelerim yıldız gibi kayarken,
Gözlerin sığınak olur, ellerin beni tutarken.
Üşüyor gibiyim, bir volkanın içinde mahsurken,
Önüm karanlık, aydınlanmıyor sensizken.
Gökyüzü her gece sessizce ağlarken,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!