Sizler, bu köyden gittiniz gideli,
Bir bir anlatayım olup- biteni,
Sahifelere sığmayacaktır belki;
Yine de anlatayım, dur be hocam.
Köy, devletle tanıştı, geç de olsa,
Terkos geldi de; depo suyla dolsa.
Şükür, keşke hepsi su gibi olsa,
Telefon hiç çalışmıyor ya hocam.
Öğrencilerin dağıldı birer birer,
Doçent, subay, kimi de tekniker
Ziraat el attı, yok haşereler,
Bitten pireden arındık hocam.
Yıkılan damlar, çatıyla kaplandı,
Loğ tarih oldu, loğağacı yandı
Dam sığırmak yok, herkes uyandı,
Sağlıkkaya’dan çorak, gelmez hocam.
Kadınlar birikir, tezek vururdu
Kimi iğ evirir, seklem dokurdu,
Kışın toplanır, dua okunurdu,
O günler hep mazide kaldı hocam.
Birlikte uğurlanırdı, askere giden,
Dört gün düğün çalınırdı, eskiden,
Nerde o günler, özlüyorum sahiden,
Özlem duyulmaz mı maziye hocam,
Cami güzel, minare de dikildi,
Ne yazık ki, cemaat tükendi.
Mezarlık da duvar ile çevrildi,
Yine de hayvanlar otluyor hocam.
Koru’dan anadutluk kesilirdi,
Budanarak, ateşe verilirdi,
Baskıya alınarak, eğilirdi,
Anadut, dirgen, demirleşti hocam.
Kayıt Tarihi : 19.3.2007 22:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
1978-79 eğitim-öğretim yılındaki, ilkokul öğretmenin sayın Adnan URAL'ın köyden bilgi istemesi üzerine köyün ahvalini anlatarak Çanakkale-Yeniceköy'e gönderdiğim mektup.1998
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!