Hlaş Haber Şiiri - İbrahim Şahin 2

DOLANDIRICILIKTA BİRİNCİ İLKE
***
Evde Tv açsam olmuyor, açmasam olmuyor. Açmak alışkanlık olmuş. Uyandığımda ilk işyüzümü yıkamadan Tv’yi açmak. İşten geldiğimde ilk işTv’yi açmak.
****
Hangi kanalı açsam aynı dizinin 1453. Tekrarı.
Hangi Tv’yi açsam aynı haberin 88. Tekrarı.
Hangi kanalı açsam aynı yarışmanın bilmem kaçıncı tekrarı üstüne bir de övgüler bilmem ‘’Kaçıncı Yarışma Programı ‘’ alt yazı reyting grafiği. Hepsi birinci, bugüne kadar ikinciyi göremedim bir türlü.
***
Dün işte öyle bir yorulmuşum öyle bir yorulmuşum nerdeyse eve girer girmez koridorda uyumaya başlayacağım. Yastık diye ayakkabımı koysam kokusu uyandırmaya yetmez.
***
Eve girer girmez gözlerim televizyonun kumandasını aradı. Kumanda ile göz göze geldik. Kumanda sehpanın üstünde. Resmen uykum kaçtı. Uyumak aklımın kıyı köşesinde. İçimden ‘’ Kanallara bir göz gezdirir yatarım.’’ dedim demesine de ilk açtığım kanalda kilitlendim kaldım.
***
Açtığım kanal bildik. Konuk farklı. Konu başlığı bugüne kadar duyduğumuz, izlediğimiz konulardan farklı mı farklı… ‘’ Dolandırıcılık Meslek Yüksek Okulu’’ Sıkıysa izleme. Bu yaşıma kadar dolandıran olmadımsa da dolandırılan oldum hep. İlk defa hayatımda yer alan bir olayın haber konusu ile karşı karşıyayım. Yorgunluk gitti birden. Geçtim Tv’nin karşısına. Nasıl dinliyorum, nasıl?... Okula yeni başlayan biriyim sanki. Ne zaman nerde nasıl bulmuşsam elimde defter kalem notlar alıyorum.
***
Sunucu soruyor:
- Dolandırıcılık Meslek Yüksek Okulu’nu açmak neden aklınıza geldi?
Rektör sahasında uzman ağzından bal damlıyor:
- Yeni bir yatırım yaparken, temel atarken fizibilite çalışması yaparsınız. Bu konuda fizibiliteye masrafa gerek yok. Kolay bir yatırım. Ortada bir arz talep durumu varsa çözüm oluşturmak zorundasınız. Dolandırıcılığı meslek edinmiş milyonlar var. Hepsi amatörce. Ya çaldıklarını çarçur ediyorlar ya da daha çalmadan yakalanıyor. Öbür yanda çarpılmaktan yamuk yumuk olmuş milyonlar. Çarpılmanın yörüngesinden çıkıp bir adım atamıyorlar. uyku uyuyamıyorlar.
SUNUCU:
- Sayın Rektörüm, dolandırıcılığın boyutları o kadar geniş. Kurumsal boyutu, İş yeri, konaklama, sokak…’’ Bunların hepsini aynı çatı altında nasıl toplamayı düşünüyorsunuz?
REKTÖR:
- Tek çatı altında toplayacağız elbet. O çatı ilerde oluşturacağımız fakülte çatısı biz şimdilik fakültenin bahçe kısmıyla, balkon kısmıyla bir ön adım atarak algı yaratıyoruz.
SUNUCU:
- İzleyicileri bu konuda aydınlatabilir misiniz? Biraz kuruluş aşamasından, amaçlarınızdan, hedeflerinizden bahsetseniz. Bu arada size ayırdığımız süreyi de doldurmuş oluruz.
REKTÖR:
- Bu olaya gözümüz kapalı adım atmadık. Rüyamızda da görmedik. En güvenilir anket kuruluşlarına defalarca anket yaptırdık. Bütün anket sonuçları birbirini doğrular nitelikte. Anket sonuçları bize şunu gösterdi vatandaşımıza doğruyu sundun mu desteğini esirgemez. Bugüne kadar vatandaş kim tarafından dolandırıldığını bilmiyordu. Verdiği paranın nere gittiğini bilmiyordu. Vatandaşa en çok verdiği paranın nere gittiğini bilmemenin koyduğunu gördük. Şeffaflık yok.
Ortada dönen bir rant var. Girdisi çıktısı yok. Vergi kaybı dersen ona keza. Ortada dönen paraya göz yumanların payı bilen yok. Alan kaç kişiyle paylaşır bilen yok. Yok, yok… Öncelikle biz dolandırıcıları belge sahibi yapacağız. Vatandaş kim tarafından dolandırıldığını bilmeli. Ortada dönen para kayıt altına alınacak. Ekonomi canlanacak. Vatandaşa da katkı payı altında geri ödeme yapılacak. Çam sakızı çoban armağanı. Vatandaşın gönlünü hoşnut bırakmazsanız ikinci üçüncü dolandırıcıya ekmek kaptırmaz.
SUNUCU:
- Sayın rektörüm ne kadar inandırıcı konuşuyorsunuz. Bu arada bize ayrılan sürenin sonuna geldik. İzleyicilere son sözünüzü söyleyerek programı kapatalım.
***
REKTÖR:
- Dolandırıcılıkta birinci ilke ‘’ İnandırıcı olmak’’
Göreceksiniz Fakülteye dönüşmemiz ilk mezunu vermeden gerçekleşecektir.
***
İbrahim ŞAHİN