Hızlı günlerimizdi onlar.
Kasabanın gecelerinde her bir kaldırımını ezbere bildiğimiz
O ıssız caddenin,
Evlerin ışıklarını tek tek hep bizim söndürdüğümüz
O mahallenin,
Bazen karakol önünde bir bekçiydik,
Bazen
Bir atımlık mermiydik.
Namluya sürülmüş mavzerde barutu ıslak.
Mahallenin gün nöbet bitiminde.
Biz kahveydik aslında hiç köpüğü olmayan.
Şişenin dibinde boğulmayan balıktık.
Amelesiydik aslında o günlerde kaldırımların,
Mühendisliğe terfi edemeyecek olan.
Biz yalnızdık, seni beni saymazsak
bizsizdi o kordon.
Yorganımızdı sadece üstümüzde gece,
Astı astarı bir metre aba kumaş.
Boş sokaklardı cebimizdeki son meteliğimiz.
Adresimizdi sokağın sol köşesi,
Konuşmalarımız hep cadde üstüydü
Sokağa inat.
Sözde sözleşmiştik mutlaka gelecektin sen bu kez,
Ama bugün olmazsa mutlaka yarın.
Aslında geçemedik sınıfı biz yine yaya kaldık.
Her zaman bir sen vardın, biz sensin, nasıl vardık
bir türlü yeki düye bağlayamadık.
Hayat zili hep ikiye biz kala çalıyordu.
Zafer KÖKVER
Kayıt Tarihi : 7.10.2025 13:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!