Nihayet kavuşmuş her hane suya,
Değişmiş çehresi yüzü Hisar’ın! ...
Bomboz yerler şimdi dönmüş koruya,
Yemyeşil bayırı, düzü Hisar’ın! ...
Kaldırılmış kuyuların kovası,
Bitmiş çeşmelerde sıra davası.
Cıncık gibi oluvermiş havası,
Gözden uzak olmuş tozu Hisar’ın! ...
Kimisi; Antep’e İzmir’e gitmiş
Vakti gelen yüce Rabbine yetmiş.
İhtiyarlar ölmüş, gençler göç etmiş,
Anladım ki kalmış azı Hisar’ın! ...
Zamanla yıpranmış on- onbeş hane,
Kimse bakmayınca olmuş virane.
Gezip durdum göremedim bir tane,
Kalmamış hindisi kazı Hisar’ın! ...
Olmasa da ırmakları, gölleri
Gönül açar yamaçları, belleri.
Akşamları eser garbi yelleri,
Gayet serin geçer yazı Hisar’ın! ...
Dersim de Hisar’dır benim konumda,
Sabah akşam hazır durur önümde.
Otuz beş senedir gezer kanımda,
Sımsıcak ekmeği, tuzu Hisar’ın! ...
Kalkıp büyükleri seyre dalmışlar,
Gelenden geçenden ibret almışlar.
Ana -baba, dede-nine olmuşlar,
Büyümüş erkeği kızı Hisar’ın! ...
Kayıt Tarihi : 2.5.2008 15:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
On bir yaşına kadar yaşadığım Gaziantep Nurdağı ilçesine bağlı şirin köy. 3/5 yılda bir uğradığım köye en son ilk ayrılış tarihinden 35 yıl sonra gidince gördüklerim ve yaşadıklarım karşısında dile gelen duyguların ifadesidir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!