HIRİSTİYANLAR YÜZLERİ, MÜSLÜMANLAR KELİMELERİ SEVER
-Dan Brown- (Cehennem - s: 489)
Gerek ilahî dinler, gerek millî dinler “mantık” merkezlidirler.
Akla ve mantığa uymayan hiçbir anlayış ilahî dinlere de uygun olamaz.
Bu temel düşünceden hareketle ve hatta kesinlikle diyebiliriz ki; Hıristiyanlık da, İslamiyet de “MANTIK” merkezlidir ve her ikisi de “SÖZ”e odaklıdır.
Hıristiyanlık geleneğinde söz (Yuhanna İncili’nde) bedene bürünür.
“…ve söz beden oldu ve aramızda yaşadı.”
Bu yüzden sözün insan formunda resmedilmesi onaylanır.
* İslam geleneğinde söz, bedene bürünmez.
Onun için “söz” kelime olarak kalır.
Kelimenin de ‘hat sanatı’na bürünmesi –kutsal isimlerin, sure ve ayetlerin “hat sanatı”yla en güzel şekilde yazılması- esas alınır.
Camilerin iç duvarlarında, sütunlarında Allah, Muhammad ve dört halifenin (Ebubekir, Ömer, Osman, Ali) , genellikle sülüs yazı ile Arapça yazılmış isimleri yer alır.
İç kubbenin dairesel döngüsü etrafında ise daha çok “Esma-ül Hüsna”ya yer verilir.
Mihrap etrafında ise:
Besmele:
ب ِ س ْ ـ ـ ـ ـ ـ ـ ـ ـ ـ ـ ـ ـ ـ ـ ـ ـ ـ ـ ـ ـ ـ ـ م ِ ا ﷲ ِ ا ر ّ َ ح ْ م َ ن ِ ا ر ّ َ ح ِ ي م
Bismillahirrahmanirrahim
Kelime-i Tevhid
ل َ ا ا ِ ل َ ه َ ا ِ ل ّ َ ا ا ل ل ه ْ م ُ ح َ م ّ َ د ُ ا ل ر ّ َ س ُ و ل ُ ا ل ل ه ْ
"Lâ ilâhe İllellâh, Muhammedün Resûlüllah"
veya
“Kelime-i Şehadet
ا َ ش ْ ه َ د ُ ا َ ن ْ ل ا َ ا ِ ل ه َ ا ِ ل ا ّ َ ا ل ل ه ُ و َ ا َ ش ْ ه َ د ُ ا َ ن ّ َ م ُ ح َ م ّ َ د ً ا ع َ ب ْ د ُ ه ُ و َ ر َ س ُ و ل ُ ه ُ
"Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdûhü ve resûlü"
yazısı bulunur.
Bununla birlikte bir “ayet” de yazılmış olabilir.
Genellikle Bakara Suresi’nden bir ayet” yahut “İhlâs Suresi” veya “ “İsra Suresi” ya da ayetlerinden biri “hat” olarak yer alır.
ك ُ ل ّ َ م َ ا د َ خ َ ل َ ع َ ل َ ي ْ ه َ ا ز َ ك َ ر ِ ي ّ َ ا ا ل ْ م ِ ح ْ ر َ ا ب َ (Al-i İmran, 3/37)
"Küllemâ dehale aleyhâ Zekeriyyal Mihrabe":
"Zekeriyya Meryem'in bulunduğu mihrâba her girdiğinde.."
ف َ و َ ل ّ ِ و َ ج ْ ه َ ك َ ش َ ط ْ ر َ ا ل ْ م َ س ْ ج ِ د ِ ا ل ْ ح َ ر َ ا م ِ (Bakara, 2/149)
"Fevelli vecheke şatral-Mescidi'l-Haram":
Ey Muhammed! Yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir"
ف َ ل َ ن ُ و َ ل ّ ِ ي َ ن ّ َ ك َ ق ِ ب ْ ل َ ة ً ت َ ر ْ ض َ ا ه َ ا ف َ و َ ل ّ ِ و َ ج ْ ه َ ك َ ش َ ط ْ ر َ ا ل ْ م َ س ْ ج ِ د ِ ا ل ْ ح َ ر َ ا م ِ (Bakara, 2/144)
felenüvelliyenneke kıbleten terdaha* fevelli vecheke şatralMescidil Haram:
Artık seni, razı olacağın bir Kıble’ye elbette döndüreceğiz... O halde vechini hemen Mescid-i Haram tarafına döndür...
و َ ل ِ ل ّ ه ِ ا ل ْ م َ ش ْ ر ِ ق ُ و َ ا ل ْ م َ غ ْ ر ِ ب ُ ف َ أ َ ي ْ ن َ م َ ا ت ُ و َ ل ّ ُ و ا ْ ف َ ث َ م ّ َ و َ ج ْ ه ُ ا ل ل ّ ه ِ إ ِ ن ّ َ ا ل ل ّ ه َ و َ ا س ِ ع ٌ ع َ ل ِ ي م ٌ (Bakara, 2 – 115)
Ve lillâhil meşriku vel magribu fe eynemâ tuvellû fe semme vechullâh (vechullâhi) innallâhe vâsiun alîm (alîmun) .
Ve doğu da Allah'ındır, batı da. Artık hangi tarafa dönerseniz dönün, Allah'ın Vechi (Zat'ı) işte oradadır. Muhakkak ki Allah, Vâsi'dir (rahmeti ve lütfu geniştir, herşeyi ilmi ile kuşatandır.
Ayrıca, pek çok caminin ya iç duvarlarında veya sütunlarında Arapça “vav - ﻮ - veya “he + vav’ yani Hû - ﻫ ﻮ ” büyük hat yazısı bulunur.
Camiler, sadece dört duvardan ibaret değildir.
Girildiği zaman özellikle yüksekliği ve kubbenin oluşturduğu derinlikle, kubbe altındaki ve duvarlardaki pencerelerin camlarından yansıyan renkli vitray süslemeleriyle içeride olağanüstü bir hava oluşur.
*
Kur’an-ı Kerimde, tasvir yasağı ile ilgili bir hüküm bulunmamasına rağmen, İslamiyet’te realist tarzda tasvirler yani resimler, ikonlar yasaklanmış, realist resimler yerine soyut formlara yani minyatürlere yer verilmiştir.
Hz. Muhammed’in, İslam’ın ilk yıllarındaki tasvir karşıtı uygulamaları ve hadisleri, resim/ikon ve özellikle heykelleredir. Fakat bu bulguların, tasvir yasağından çok, put karşıtlığına vurgu yaptığı ve İslamiyet’in ilk yılları ile sınırlı kaldığı bilinmektedir.
Tasvir yasağından kasıt da “put”laştırılan resimler veya heykellerdir.
Bu sebepten Sünni camilerinde resim / ikon ve heykellere kesinlikle yer verilmemiştir.
*
İlk minyatür sanatı M:Ö: 2. yüzyılda Mısır’da kullanılmış, buradan da şark kültürüne girmiştir. İslamiyet’te de, Hıristiyanlıkta da minyatür sanatı kullanılmıştır.
İslâmiyet'teki minyatür sanatı, ciddi anlamda insan gözüne hitap eder. Bunun için minyatür sanatı dendiğinde, ilk olarak akla İslâm kültürü gelir.
Minyatürler, daha çok İncil ve Kur’an süslemelerinde, sayfa kenarlarında kullanılmıştır.
*
Camilerde, Arap alfabesiyle süslü yazılmış dinî isimlerin ve diğer yazıların yanında özellikle camlarda çok gösterişli ve renkli vitraylar görülür. Bu da, cami içinde sıcak ve çekici bir görünüme vesile olur.
Tarihi camilerde en çok etki uyandıran unsurlardan biri de iç duvarlarda ve sütunlarda kullanılan çinilerdir. Muhteşem çini desenleri ve renkleriyle uhrevî bir hava yaratır, kullanılan çiniler.
Bütün bunların yanında, kubbeli büyük camilerde, kubbenin ortasından aşağıya sarkan iç içe geçmiş daireler şeklindeki büyük avizeler dikkati çeker.
Bunlardan başka, camilerin tabanı, yani namaz kılınan yerler ve hatta var ise, merdivenler bile halılarla kaplıdır. Namaz kılınan yerlerde “seccade” görünümlü desenli halılar yanında, sadece ayakların geldiği, durulacak sıranın belirlenmesine yarayan kalın çizgili halılara da yer verilir.
* Hıristiyan resim sanatında ise durum biraz daha karışıktır.
Hıristiyanlık dendiğinde ilk akla gelen, Vatikan ve Kilisesi’dir. Hâlbuki Hıristiyanlıkta da farklı mezhepler vardır. Bunlar üç ana mezhep olup Katolik, Protestan ve Ortodoks mezhepleridir.
Farklı mezhep kiliselerinde resim, heykel ve benzeri süslemelerde de farklılıklar görülür.
Çünkü Protestanlar genellikle Presbiteryenler kiliselerinde resim bulundurmazlar.
Bunun da On Emir'deki
"Kendin için oyma put; yukarda göklerde olanın ya da aşağıda yerde olanın ya da yerin altında sularda olanın suretini hiç yapmayacaksın, onlara eğilmeyeceksin ve onlara ibadet etmeyeceksin." kuralına uyulduğu düşünülebilir...
Protestanlıkta azizlere ve Meryem Ana'ya dua edilmez ve dilekte bulunulmaz.
Protestanlar, İncil'in Katolik Kilisesi tarafından kabul edilen bazı kitaplarını “apokrif ” (Şüpheli dini metin, dini otoritelerce genel kabul görmüş, ancak dini metinlerin ve kitapların parçası olmayan metin.) olarak kabul ederler.
Bundan dolayı Kitab-ı Mukaddes'e eklenmemiş “apokrif” metinler “Tanrı Sözü” olarak kabul edilmez.
Katoliklerde bunun tersine, kiliselerinde resimler ve semboller bulundururlar.
Bir kere Papa, tek başına bir simgedir. Havari Petrus'un devamı olduğuna inanılır.
Bunun da kaynağının şu ayet olduğu belirtilir:
“İsa onlara; "Siz ne dersiniz" dedi, "Sizce ben kimim? " Simun Petrus, "Sen, yaşayan Tanrı'nın Oğlu Mesih'sin " yanıtını verdi. İsa ona, "Ne mutlu sana, Yunus oğlu Simun! " dedi. "Bu sırrı sana açan insan değil, göklerdeki Babam'dır. Ben de sana şunu söyleyeyim, sen Petrus'sun ve ben kilisemi bu kayanın üzerine kuracağım. Ölüler diyarının kapıları ona karşı direnemeyecek. Göklerin Egemenliği'nin anahtarlarını sana vereceğim. Yeryüzünde bağlayacağın her şey göklerde de bağlanmış olacak; yeryüzünde çözeceğin her şey göklerde de çözülmüş olacak."
-Matta 16:15-19
Bunun gibi Katolik kilisesinin simgeleri ve sembolleri pek çoktur.
Meselâ yine Meryem Ana da çok mühim bir simgedir. Kilise duvarlarının süslenmesinde çok kullanılır.
Katolik kilisesi sembollerinde İsa haç üzerinde, kanlar içinde tasvir edilir. (Protestanlarda bu tasvir hemen hemen hiç kullanılmaz.)
Ortodoks kiliselerinde ise bambaşka bir sanat “ikonlar” vardır.
Bu ikonlarda da genellikle İsa ve Meryem Ana tasvirleri yapılmaktadır. Ancak bu ikonlarda Vaftizci Yahya'nın da çok önemi vardır.
Bu simgelerde göze çarpan bir konu da, ikonların çoğu zaman sarı renkli olmalarıdır. Sarı rengin kullanımının da Ortodoks ülkelerinin coğrafi özellikleri ile bağlantılı olduğu düşünülebilir.
***
Sümela Manastırı’ndaki süslemeler:
Kilisenin içi fresklerle (*1) kaplıdır.
Kilisede Meryem figürleri; Meryem'in doğuşu ve mabede sunuluşu, tebliğ, İsa'nın doğuşu, mabede sunuluşu ve hayatı, ölümü ve havariler fresklerle resmedilmiştir.
Kilisenin doğuya bakan yukarı kısmında Genesis (yaratılış, oluş) : Âdemin yaratılışı, Havva'nın yaratılışı ve Tanrı'nın tembihi, İsyan (Âdem ile Havva’nın yasak meyveyi yemeleri) , Cennetten kovulmaları tasvir edilmiştir.
Diğer sırada ise yeniden dirilme, Thomas'ın şüphesi, Kabirde bir melek, Nikaia konsülü freskleri bulunur.
Ayrıca Mikail, Cebrail freskleri de bulunmaktadır.
*
İkona(*2) , ayin düzeninin bütünleyici bir parçasını oluşturur. Dinsel sanatın ürünü değildir. Simgeciliğe dayanır ve tinsel (ruhsal, manevî) bir din görüşünü yansıtan kutsal sanata bağlanır.
İsa’nın ve Meryem’in ya da bir azizin herhangi bir ikonu, Hıristiyanlarca, Tanrı katında bir aracı olarak kabul edilir.
8. yüzyılın başında 3. Leonikonkırıcılık hareketi başlar ve görüntüye tapılması yasaklanır.
Kilise, 8 ve 9. yüzyıllarda ikonkırıcılık bunalımında, ikonların anlamını belirlemek zorunda kalır. Kullanımın yeniden başlaması ile ikon, ayin düzeninin bir parçasını oluşturur ve ikonostasın* üzerinde yer alır.
Dinsel anlamı, 7. konsilde (Öğreti ve kilise düzeni ile ilgili sorunları çözümlemek üzere toplanan piskopos ve din bilginlerinden oluşan kurul.) tarafından oluşturulur.
İkon ressamı, kişisel görüşü yansıtan bir sanatçı değil, ayinleri yöneten papaz gibi kilisenin görüşünü dile getiren bir aracı olur.
Bizans’'ta bezeme sanatı olarak ortaya çıkan ikonlarda genellikle İncil’den tasvirler işlenirdi.
İsa ikonagrafide azizlik anlamında halesindeki baba-oğul-kutsal ruh harflerinin baş harflerinin yazılı olduğu haç işaretiyle diğer ikonlardan ayrılır.
İkonun, Hıristiyanlığa ilişkin bir temeli vardır:
İsa yalnızca Tanrı'nı sözü değil, aynı zamanda görüntüsüdür. Temel anlamıyla ikon, İsa'nın görüntüsünün insan eli değmeden cisimleşmiş halidir; annesinin ve azizlerin görüntüsü de tanrılaşmış bedene kavuşur. Tanrısal lütuf, ikonda kutsanmış olarak yer alır.
Görüntüye gösterilen saygı, Tanrı'ya yöneliktir.
“HAYRA ANAHTAR, ŞERRE KİLİT OL.”
* * *
Dipnotlar:
* Apokrif - kanonik: Şüpheli dini metin
Dini otoritelerce genel kabul görmüş, ancak dinî metinlerin ve kitapların parçası olmayan metinler.
Bundan dolayı Kitab-ı Mukaddes'e eklenmemiş “apokrif” metinler “Tanrı Sözü” olarak kabul edilmez.
*1- Fresk: Dinî resim/imge
Islak Kireç sıva üstüne, ezildikten sonra su ve kireç bileşimi bir bağlayıcı ile karıştırılan boyalarla yapılan resimler.
Yüzey kurudukça boyalar kireç sıvanın içine işler. Böylece kalınca renkli bir sıva tabakası oluşur. Dolayısıyla resim çok sağlam ve kalıcı olur.
*2- İkon / ikona (Yunanca) : Dinî resim/imge
Hıristiyan Ortodoks mezhebinde görülen İsa, Meryem veya azizlerin tahta üzerine mumlu ve yumurtalı boyalarla yapılan dinî içerikli resimleri.
* İkonostas: Doğu Ortodoks kiliselerinde tapınak bölümünü kilisenin ana bölümünden ayırmak için kullanılan ikonlarla süslenmiş kısım.
* Konsil: Hıristiyanlarda dinî kurul
Öğreti ve kilise düzeni ile ilgili sorunları çözümlemek üzere toplanan piskopos ve din bilginlerinden oluşan kurul.
08 Ocak 2013
Hikmet Çiftçi 2Kayıt Tarihi : 8.1.2014 13:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İnceleme - araştırma yazısı.
Sümela Manastırını da yıllar önce turla çıktığım bir gezi sırasında ziyaret etmiştim. Keza Meryem anaya bu yaz tekrar
gittim, okudukça hepsi yeniden gözümde canlandı.
Sakız adasına gittiğimizde bir çok kilise gezdik, hatta bir tanesi hıristiyanlık tarihinin en eski kilisesiymiş. İkonları ve pek çok Hz. İsa tasvirleri vardı. Kırk yıl önce de Van'da bulunduğumuz zaman , Akdamar adasının tek binası olan o meşhur kiliseyi gezmiştim. Bunun yanı sıra Mudanya-Tirilye de 7 adet kilise var çok bakımsız durumdalar, şimdi hepsini geri almak istiyorlar. Daha yazacağım çok şey var ama bu kadarla kalsın.
Araştırma yazınızı ilgi ve beğeniyle okudum.Bizi bu konuda aydınlattığınız için çok teşekkürler. Emeğinize sağlık,yüreğinize ,ellerinize sağlık.
TEBRİKLER..Sn. ÇİFTÇİ
TÜM YORUMLAR (3)