Ayrılıktan anlamam,
Cennet cehennem değil yolumda ki kılavuz
Rüzgârın vurur Musa’dan saçlarımıza
Başımı çıkarsam Tur dağından arşa
Nuh’un gemisi geçer evimizin damından,
Karanlık ikiye yarılır geçeriz arasından,
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Biliyorum,
Ağ örmeyi unutmuş mağara önünde örümcekler
Sırra kadem basmış ebabiller çekilip gökyüzünden,
Yangın düşmüş her yüreğe fecr-i kabirden
Yakılmış kentlerin dumanından, külünden,
Sessizce ağlayarak sana geleceğim efendim
Yürek hasret ocağı...Yürek yangın yeri...
Ve yürek zamanın kıskacında Efendisine seslenmekte....
Sessizce okudum... Sessizce haykıran yüreğin sesini duyabilmek için...
Yüreğiniz dert görmesin...
Saygımla
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta