HİRA
Çorak arazileri heybetli duruşuyla,
Onbeşbin tepesinden Nur Dağındadır Hira.
İnsana korku veren haşmetli duruşuyla,
Mekke-i Mükerrem’in bucağındadır Hira.
Şehrin gürültüsünden, parıltısından uzak,
Hayat çekilmez olmuş, toplumda bitmiş ahlak.
Zalimlerin elinde mazlum olmuş oyuncak.
Huzur ve sükûnetin kucağındadır Hira.
Âlem buhran içimde bekleşirken çaresiz,
Zalimler zevk içinde ezilenler sahipsiz,
Kan döker canavarlar sebepsiz ve nedensiz,
Rahmetle gönüllere akışındadır Hira.
Ya Rabb! İnsanoğlunun neden eli hep kanlı,
Hiç insan yavrusunu gömer mi canlı canlı?
Buhranlar, mezalimler kalmadı hiç vicdanlı,
Sorgulayıp ağıtlar yakışındadır Hira.
Bu durumdan rahatsız olan bir insan vardı,
Nur dağına tırmanıp tefekküre dalardı,
İşlenen günahlara çare, çözüm arardı,
Vahyin insan kalbine nakışındadır Hira.
Karanlıkta insanlar bulamazlar yönünü,
Şaşkın kalabalıklar göremezler önünü,
Bir nur parlar uzakta, çevirirler yüzünü,
Meşaleyi aşk ile yakışındadır Hira.
Nasıl düzelir diye çözüm arar soruna?
Açarak ellerini yalvarır Mevla’sına,
Cebrail vahiy ile gelir sadık dostuna,
Elçilerin İslam’la doluşundadır Hira.
Bir ramazan gecesi iner dünyaya rahmet,
Yaratanın ismiyle oku, dağılsın zulmet,
Damla damla nur yağar, beşer bulur hidayet,
Yeryüzünün Kur’an’la doluşundadır Hira.
Kayıt Tarihi : 27.11.2018 12:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!