Anıları anıtlaştıran bellekte, uçurum kadar yüksek ve bir o kadar derin bir evrenin hengamesinde akıp giderken zaman, çürük alaşımlı et yığınları kaosu peşinden yaratıyor ve beni yaralıyordu. Geçmiş hiç geçmemiş gibi ve gelecek, şarlatan imajlara bürünmüş çiçek bahçesi vaadeden haber bültenlerine benziyordu. Dante’nin ilahi komedyasına benzer bu karanlık bilançoyla evrenin suyu bile artık katranlı geliyordu. Sokakta keman çalan insanlar ekmek çalan insanların artıklarından beslendiğine utanç duyuyordu. Rollerimiz değişmiyor ve Tanrı, senaryoyu baştan almıyordu. Nötr evrende gözlerimi açtım,bilgiye düşman bir coğrafyada sırf yazmayayım diye tüm tüccarlar nesne mahkemesi yapıp mürekkebin maliyetini arttırıyorlardı. Yüreğime hançer sapladım ve yere dökülen tavuskuşu tüyünü kanıma batırıp kasvetli bir manifesto yazdım karanlığa sonra mürekkeple yıldızlarım küstü. Acılarım mutluluğunuza vesile olsun diye bir kaktüse sarıldım yıllarca, dönüp baktım akıp giden zamana usulca ayıkladım ruhumu aylak bedenimden.
Şahin LatifeciKayıt Tarihi : 21.10.2022 22:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Şahin Latifeci](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/10/21/hipotermi.jpg)