Hangi kadrajdan bakarsan bak
Bir nehirdir ömrüm
Batan, çıkan
Bendinden taşan bir nehir
Ganj kadar kirli, Nil kadar yaşlıyım
Dar koyaklarda uçurumlar kesti yolumu
Kirli sular karıştı kanıma, kirli aşklar…
Bu yüzden cam kırığı yutmuşum gibi içim lime lime
Bu yüzden aforoz edilmiş müritler gibi mutsuzum
Topraktan gelinip, toprağa gidilen bu kısa yolculukta
Bilseniz kaç zemheri eskittim
İçimde bataklık kuşlarının hüznü ile
Tuz kokulu bir deniz feneri gibi
Bilseniz nasıl yosun bağladım, nasıl pas tuttum
Ölü toprağı serilmiş gecelerde, yaralı bir türkü gibi inledim de
Hiçbir okyanus bana kucak açmadı
Bu yüzden, kalbimin billboardlarından topladım aşkı ve aşkımsı şeyleri
Bu yüzden buza kesmiş yataklarda kan uykular uyuyorum
Hem bu rüzgarlar o eski rüzgarlar değil
Belki o eski, o güzel aşklar şiirlerde kaldı
Belki ben dünlere, aşkı ilk tanıdığım günlere takılı kaldım
Ki, oldum olası kokusuz aşkları sevmiyorum
Bu yara dikiş tutmaz artık, bu kemik bir daha kaynamaz
Kimse çöle sürmüyor artık beni
Ben çölde çiçeğe öykünüyorum
Gitgide Hint fakiri gibi fakirleşiyor kelime haznem
Gitgide içten sürgüleniyor imgelerin kapıları
Bir nehir gibi kuruyor kalemim
Ben artık şiir bile yazamıyorum
Kayıt Tarihi : 23.12.2024 12:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!