Hind’in sofrasında kan şerbeti ikram edildi,
Bir masum gülüş, bir beddua, bir kırık testi…
Hamza’nın ciğeri, zehrin içine bandırdığı ekmek,
“Al ya Muhammed!” diyen celladın gölgesi.
Kadehinde kin, sofrasında kalleşlik,
Hind’in lokması vahşetin sırrını taşır.
Bir peygamber amcası, bir arslan yürek,
Kılıçların gölgesinde gül bahçesine düştü.
Ey Uhud’un rüzgârı, o gün niye sustun?
Taşlar ağladı da sen niye esmedin?
Hamza’nın kanıyla sulandı kumlar,
Ateşe dönen ciğerler, susuzluktan kavrulan dudaklar…
Hind’in sofrası kurulur her çağda,
Başka isimlerle, aynı kinle, aynı ihanetle.
Bugün de ciğerlerimiz dağlanıyor,
Testi kırıldı, şerbet kanla karıldı.
Ey Hamza! Senin yokluğun Uhud’da bir dağ,
Ağlasak da kanımız yetmez o ateşe.
Hind’in sofrasında biz de yenilen aşız
Ciğerimizdeki sızı, senin son nefesinde…
Kemter Abdal
Kayıt Tarihi : 8.5.2025 14:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!