Himalaya Aşkı Şiiri - Gülşen Şenderin

Al al bir kor basmasıyla hücrelere bölünüp
Ateş renkli bir motife örülmekte duygular.
Öyle bir patlamaya odaklı ki lav yüklü dağ
Pompei ocak ocak, o eski görkemine dönüp
Sevgi imparatorluğundan yansırken taç parıltılar
Ana Sultan efkârında güle yeşerebiliyor bağ.

Bazen fırtınalar eserek, kesecektir yolları
Hortum yeşil dalları parçalayıp savuracaktır
Bir yıldırım ağacın gövdesini zedeleyecektir
Bir heyelan, bir erozyon sevişirken akşamda.
Günü parlatacak cengi özveriyle denkleyecektir
Direnecek gücü çok çok olmalı yıkıcı yaşamda.
Her an tetiktedir, sarmaya hazırdır devasa kolları
Kudret yüklü ana göğsü emzirmektedir Himalayalar’ı.

Hırs bulandıracaktır dimağı, akan suyu ırmağı
Kimi kıskançlık zehri salacaktır düşmanca sunakta
O analık korumacılığıyla bağlar yorgan denklerini.
O bilir ki kıyası yoktur, takası yoktur ana yüreğinin
Tek sevdası annesi iken, tatsa da elma şekerinden
Yavrusu göğsünden söküp yere düşürse de kalbini
Bir göz akışı yavrusundan, onu yenileyip durulamakta
En dirayetli yapıcı azimle, güçle doruklara tırmanırken.

Sabır ağacı meyveleri öze, nesillere şerbet dağıtırken
En vahim, şifasız yaralara merhem olur imbiklerden
Bir ateş ki anne aşkı, ana kutsallığı öyle efsunlu ki
Göz yaşı kristallerinde arar insan bu bitimsiz şevki
Analık duygusu düştü mü rahme, o öz başkadır sanki
Güzellik yayılır hücrelerden, şefkat yüklenir bakışlar
İki cihanı da yakacak kadar çıra yükündedir duyuşlar.

Yaşadıkça analığını, içe büyümesi Mariana Çukuru
Kümeleştikçe sevdası doruklaradır özgünlük savaşı
Artık o analığın odunda, bir yanardağdır, bir lavdır.
Kalbinin atışları analığadır, vefası şelaledir dupduru
Kaplan gücü ellerinde, tüm engeller vahşi bir avdır.
Kör döngüler vız gelir ona, iyiliğe açan gönlü bir başka
Bir başkadır duyu algısı, farklıdır uyum yapısındaki taşı
Kuşatırken burçları gözü kara bir dağcı gibi çeker başı
Sevgiyedir yolculuğu, kutsanmayadır HİMALAYA AŞKI.