Kadir dedemlerin, çorak tarlası
Apartıman ile, doldu gardaşım.
Sardı her bir yanı, sis ile duman
Kırdaki çiçekler, soldu gardaşım...
Beton kaplanıyor, dağı, ovası
Sütü benzemiyor hiç bizim süte
Belliki suyu çok katmışlar ağbey.
Doğru olan işte yok imiş para
Dürüstü namussuz etmişler ağbey...
Etsiz yemiyorlar hiç bir öğünü
Bu, sana yazdığım üçüncü mektup
Hala cevabını, vermedin ağbey!
Sağ mısın acaba? öldün mü bilmem
Şu benim halimi, sormadın ağbey...
Köyümün kokusu, her esen yelde
Bu sana en son sözüm, iyi dinle birtanem
Ne kimseye acı ver, ne kimseye kan gülüm.
Döndürmesin başını yalan dolu vaadler
Ne gözünden yaş gelsin, ne ben gibi yan gülüm...
İntizar edemem ki, yar sararıp sol diye
Bilirim ki arkadaş, sen boş elle gelmezsin
Bir kutu kesme şeker, bir paketde çay getir.
Böyle sıcak havada, allerji yapıyormuş
Düzüneyi geçmesin, yumurtayı say getir...
Bu günlerde iştahım, bir açıldı hiç sorma
Her çocuğun hakkı, elbet büyümek
Yarışınız vardır, bizle çocuklar.
Anlamanız zordur, sizlerin bizi
Bakmayın hiç mahzun gözle çocuklar...
Büyümek ne kadar kötüymüş meğer
Deli akan sular bulanık olur
Ne diye sel olup taşarsın gönül.
Varacağın hedef menzilmi kaldı
Boş hayal peşinde koşarsın gönül...
Sözlerim taç olsa takmazsın başa
Kendi kızın çırılçıplak dolaşır
Başörtüye söz edersin be adam
Şeytan bile aklanır da yanında
Bu vebali zor ödersin be adam...
O Muhammed Mustafa'dan beridir
Sensiz olan hayata, isyan eden gözümden
Dökülen yaşlarımı, silmek için gel n’olur.
Sabır taşı olsaydı, inan çoktan çatlardı
Hasretinden ne çektim, bilmek için gel n’olur...
Sonsuz mu bu geceler, neden geçmez bilemem
Uzak kaldı eşle dostla aramız
Ha deyince, varılmıyor gardaşım.
Kan kaybeder yürekteki yaramız
Dikiş tutmaz, sarılmıyor gardaşım...
Gözümüz kör dillerimiz lal oldu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!