Ey yerin ve göğün sahibi
Ey aydınlık sabahın meleği
Sen, bizim gibi kimsesizlerin halini görmüyor musun?
Kimsesiziz,
Herkes bizi hor görüyor.
Senin mallarını yağmalamışlar
Yaklaştırınca yüzümü,
Yakın göğün bulutları çözülür
Başlar sancısı yeni doğumun
Aralanınca sisler,canlanır çocukluğum
Ağzımda beyaz bir gül,
Haydi gel! .
Yarını yeni kıl
Kendine yeni bir yüz takın
Ellerin gözlerin yeni olsun
Anı istiyordun an senin olsun
Direnmeye gücün olmasa bile
Ey Konak meydanı,
Ey sevdamı ve kavgamı haykırdığım yer.
Şahidimizdir! ...
Sokaklar, caddeler,mavi gökyüzü
Sana geldik, anlattık,öykümüzü
Onu koru, onu büyüt, ateşe çevir bu közü
Uykunun en tatlı saati,sabaha karşı
Düşümde gördüm seni
Beni çağırıyorsun...
Yemyeşil kırlar ortasından geçerek
ince,dar bir patikadan
karlı zirvene çıkıyorum.
görkemine şahit olmak,
onuruna eriştim.
Bahtiyarım ey dağ...
Sen gittin! ..
Pimi çekilmiş bomba gibi,
Yüreğime bir sevdanın hasretini düşürdün
Ha patladı,patlayacak
Boğazımda bir hırıltı büyüyor
Buna dayanamam, ancak! ...
Yaklaştırınca yüzümü,
Yakın göğün bulutları çözülür
Başlar sancısı yeni doğumun
Aralanınca sisler,canlanır çocukluğum
Ağzımda beyaz bir gül,
Parçalanmış bir dünyada
Kişiliğini korumaya çalışan
İnsanın yalnızlığından doğan acıdır;
YAŞAMAK
Trajik bir düzende yaşar
Kırklar tepesine çık,
Gözlerini kapatıp,ovayı dinle
Tarihin verdiği esinle,
Ovayı tam ortasından ikiye bölen
Irmağın sesini …
Kıyısında yaşanmış
Yağmurlardan önce,
Kırsal bir yüzüm vardı
Fakat yağmur dinince
Bu kent yüzümde kaldı
Sonra tanıdım kenti,
Kenti ve ihaneti
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!