Ne şaşılacak şey ki yaşarken halkın
Kendisini bırakmasını teklif ederdi;
Ölümünden hemen sonra da
Yerine ortağının geçmesini sağladı.
Bu iki kişi hilâfeti,ineğin iki memesi gibi
Aralarında pay ettiler payladılar.
Hilâfeti,düzgün olmayan çorak bir yere attı;
İkincisinin sözü sertti,
İnsanı yaralardı;
Onunla buluşup görüşeni incitirdi.
Meselelerde şüphesi çoktu;
Özür getirmesinin sayısı yoktu.
Onunla konuşan,arkadaşlık eden,
İnatçı bir deveye binmişe benzerdi;
Burnuna geçen yularını çekse yaralanırdı;
Bıraksa helâk olma çukuruna götürür,atardı.
Halk,onun zamanında ne edeceğini şaşırdı;
Yoldan çıktı;
Renkten renge boyandı;
Oradan oraya koştu-durdu.
Uzun bir zaman,
Çetin mihnetlere düştüm;
Sabrettim;
Derken o da yoluna düzüldü;
Halîfeliği bir topluluğa bıraktı ki
Ali bunlardan birisi sanıldı.
Derken kavmin üçüncüsü kalktı;
Hem de bir halde ki iki yanı da yelle dolmuştu;
İşi gücü,yediğini çıkaracak yerle yiyeceği
Yer arasında gidip gelmekti.
Onunla beraber babasının oğulları da işe giriştiler;
Allah malını ilk baharda devenin otları,
Çayırı-çimeni yiyip sömürmesi gibi yediler, sömürdüler.
Sonunda onun da ipi çözüldü;
Hareketi tezce yaralanıp öldürülmesine sebep oldu,
Karnının dolgunluğu onu bu hale getirdi;
İşini tamamladı gitti.
Elbette duydular da, ezberlediler de;
Dünya,gözlerine bezenmiş bir şekilde göründü,
Onun bezentisi hoş geldi onlara.
Kayıt Tarihi : 10.8.2012 23:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!