Şiirlerle öldürmek istiyorum kendimi,
Kelimelerin en can alıcılarıyla kendimi asmak,
Nefessiz kalana kadar imgelerin ağırlığının altında boğulup,
Anlamsız kalan cansız bedenime dokunmak...
Bir kefen örmek istiyorum dize dize,
Ve zifiri karanlıkta ölü dillerle aynı kadere uzanmak...
En iğrençlikte de bir sınır var.
Kırmaya hazırım bu zincirleri.
Bitmeli, ödenmeli bu hesapsız kitapsız yapılan borcun bedeli,
Kalbim telaffuz edemediklerimle doluyken
Kırıklarımı yamıyor, kitap sayfalarını bir çırpıda çevirirmiş gibi zaman,
Şimdi elbisesiz bir askı ruhsuz bedenim
Raf ömrü tükenmiş nağmelerin çığırtkanlığıyla oyuk oyuk inlemelerim
Söyle!
Senin beldene ayak basmayacağım desem ne çıkar?
Boyun bağından çekip sürüklüyor yollar,
Sahi sen benim şehrimde gözlerini kısıp baktın mı meydanlara
Karşılaşma ihtimalini aradın mı yutkunduktan sonra peşi sıra.
Karlar eriyor bak dağlarınızda
Zerafet vaktinin geldiğini sezermiş
Gözler kulaklar utana sıkıla
Bir kafes ki kuşu cezbetmiş
Kuş kafesin içindeki aleme hasretmiş
Parmaklıklar içinde nasıl gezinilir ki daldan dala
Kafes âlâ, nefes âlâ, ses âlâ.
Ben bastığın yerde bir karınca,
Sahte çiçeklerine konmuş bir arıyım,
Evimi başıma geçirirlerken,
Bir iğnem varsa ki o da dilim bırak sana değil Kendime batayım.
Çölün ortasında timsahlar gezinir,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!